Yurttaki Cinler
Bu efsane, 80'li yıllarda dilden dile dolaşıyordu. Gazi Kız Öğrenci Yurdu'nda bir grup kız, eğlence olsun diye cin çağırmaya karar vermiş. Bi odaya toplanıp başlamışlar seansa. Cin çağırmadaki en önemli husus da, cini geri göndermekmiş. Kızlarımız cini çağırıp bi güzel eğlenmişler. Hatta dalga falan bile geçmişler, gülmekten yerlere yuvarlananlar olmuş.
İşleri bitince cini göndermek istemişler ama cin gitmiyomuş. Saatlerce uğraşmışlar. Sonunda cin gitmiş. En azından öyle sanmışlar. Gece yarısından sonra ise katlardan tuhaf tuhaf gürültüler gelmeye başlamış. O aralarda da bi sapık hadisesi yaşanmışmış yurtta. Cin olayını bilmeyen diğer kızlar korku içinde gürültüleri yurt idaresine haber vermiş. Gene sapık geldi sanılmış ve yurt didik didik aranmış ama bi'şey bulunamamış. Herkes tekrar odasına çekilmiş. Ancak o tuhaf gürültüler hala devam ediyomuş. Bu kez polis çağırılmış. Bütün kızlar dışarı çıkarılıp bi de polis didik didik etmiş yurdu. Ama yine nafile. Hiiiç bi'şey bulunamamış.
Bu esrarengiz gürültüler durmuyomuş. Cin çağıran kızlar, olayı kendi aralarında konuşurlarken birisi, "Yaa yoksa bizim cin mi gitmedi mi, o çıkarıyo olmasın bu gürültüleri?" demiş. Aynı cini tekrar çağırmaya karar vermişler. Evet, gerçekten de önceki cin kendisiyle alay edildiği için gitmemiş ve cini kim çağırdıysa ancak o ikna edip gönderebilirmiş. Cini çağıran grubun başındaki kız panik olmuş. Çok da iyi bilmezmiş bu işleri. Ertesi gün bilenlerden cinlerle ilgili bi'şeyler öğrenerek cini göndermeye çalışmış. Ama o gürültüler durmamış. Cinin gidip gitmediği tam anlaşılamamış. Ancak o günlerde Gazi Yurdu'nun üst katlarından atlayarak intihar eden kızın, işte bu kız olduğu söyleniyormuş.
Sis
İngiltere aniden bastıran sisiyle ünlüdür Yine sisin yoğun olduğu bir gün kadının biri şehirlerarası bir yolda arabasıyla seyahat ediyormuş Sabahın erken saatleriymiş Sis yüzünden pür dikkat ve olabildiğince yavaş gidiyormuş Derken yolun iki tarafında oldukça garip açıyla park etmiş iki araba görmüş Önce tırsmış Ama merakına yenik düşmüş ve arabasını biraz ileride güvenli bir yere çekmiş
İhtiyatla ilk arabaya yaklaşmış Her halinde savrularak durduğu belli olan otomobilin görünen bir hasarı yokmuş Otomobilin etrafında dolaşan kadın şoför mahalinde yan koltuğa doğru yatmış bir adam olduğunu görmüş Açık pencereden içeri uzanarak, adama seslenmiş Yanıt alamamış Bu arada farkında olmadan kapıyı tutunca eline yapışkan bir şey bulaşmış Alacakaranlıkta eline bulaşan şeyin önce ne olduğunu anlayamamış, ama birden bire jeton düşmüş Elindeki kanmış
Panik içinde arabasına koşmuş Son sürat en yakın yerleşim yerine gidip, polise durumu anlatmış İngiliz polisi hemen harekete geçmiş İki arabanın bulunduğu yere vardıklarında, olağanüstü tedbirler alarak arabalara aynı anda iki ekip halinde yaklaşmışlar Biraz sonra her iki ekip lideri, polis müdürüne arabalarda kafası kopuk birer ceset olduğunu rapor etmişler
Bir süre sonra cesetlere ait iki kafa bulunmuş Kafaların her ikisi de darmadağan olmuş vaziyetteymiş Otomobillerde ise hiç bir hasar yokmuş, cesetlerde başka bir darbe de Kafalar ise kesici bir aletle kesilmemiş, güçlü biri ya da bir şey tarafından sanki bir serçe kafasıymış gibi çekip kopartılmışa benziyormuş Polisler bu işin içinden bir türlü çıkamamış Olaya İngiliz gizli polisi MI5 el koymuş
MI5'da yeni kurulan seri katil araştırma birimi, olay mahalini didik didik incelemiş İki gün sonra MI5 karargahına bu esrarengiz olay hakkında bir rapor ulaşmış Dehşet verici bu olay, aslına basit bir trafik kazasıymış Raporda olay şöyle anlatılıyormuş Yoğun sise rağmen hız yapan iki sürücü de bellerine kadar sarkarak yolu daha iyi görmeye çalışıyorlarmış Karşı yönlerden gelen bu iki otomobildeki sürücüler hızla gelen diğer otomobili çok geç farketmişler Kafaları birbirine hızla çarpınca, ikisinin de kafası kopmuş
İkiz Kuleler
İkiz Kuleler'in bulunduğu Manhattan adasının adı, beyaz adamın kıtaya gelişinden hemen sonra konmuş Manhattan adası o zamanlarda avı bol, yemyeşil ve bereketli bir adaymış Üzerinde de, şimdilerde adı sanı unutulmuş küçük bir kabile yaşıyormuş Bu kabileden genç bir yerli bir gün ava çıkmış O gün av o kadar bereketliymiş ki, kızılderillerin genelde yapmadığı bir hatayı yapmış ve bir yerine iki ceylan avlamış Avın heyecanıyla yaptığı bu hatayı anlayınca çok üzülmüş Çünkü ihtiyacından fazlasını avlayarak Ulu Manitu'yu gücendirdiğine inanıyormuş
Üzüntü içinde yürürken, oraya yakın bir yerden yükselen bir kamp ateşi görmüş Kampı kuranlar da, Amerika'ya Avrupa'dan zengin olmaya gelen gelen iki kanun kaçağıymış Adamlar çok sarhoşmuş Genç kızılderili, Manitu'yu kızdıran ceylanlardan birini hediye etmek amacıyla kampa yönelmiş
Beyaz adamlar ise hiçbir şey avlayamadıklarından ateşin başında aç aç oturuyorlarmış Karşıdan sırtında iki ceylanla gelen kızılderiliyi görünce, sorgusuz sualsiz vuruvermişler zavallıyı Silah sesleri kabilenin olduğu yere kadar ulaşmış Kabiledeki savaşçılar olay mahaline vardıklarında, genç kızılderili son nefesini vermek üzereymiş Ruhu Ulu Manitu'nun çayırlarına çıkmadan önce olan biteni anlatmış Savaşçıların iki katili bulması çok zaman almamış
Kabilenin büyücüsü işkence direğine bağlanan beyazlarda bir gariplik olduğunu anlamış Çantalarında yerlilerin "ateş suyu" dediği viskiyi bulmuşlar Arkadaşlarının bir hiç yüzünden öldürüldüğünü anlayan büyücü, olayın olduğu adayı ve ateş suyunu lanetlemiş Adaya, "İki Sarhoş Adam" anlamına gelen "Mahhattan" adını vermiş Kabile, lanetlenen adadan göç etmiş
Yıllar sonra söz konusu yere Dünya Ticaret Merkezi'nin İkiz Kuleleri dikilmiş Ancak ada hakkındaki bu efsaneyi bilen kızılderililer, her fırsatta kulelerin bulunduğu yerin lanetli olduğunu söylerlermiş En sonunda da bu lanet gerçekleşmiş zaten
Titanic'in Sahibi
Titanic'in sahibi The White Star Line diye bir şirketmiş Bu firmanın ortaklarından olan Sir James Cole'un babası, vakti zamanında, Mısır'da Ramses mumyasının kazılarına katılan 70 kişiden biriymiş Bu yüzden ailesiyle birlikte sonsuza dek lanetlenmiş Mister Cole, kazılardan kısa bir süre sonra diğer arkadaşları gibi esrarengiz bir şekilde hastalanıp ölmüş Üstelik cenazesini taşıyan gemi de Akdeniz'de kaybolmuş
Oğlu James ise hayatı boyunca bu lanetten nasibini almış Annesi ve kız kardeşini evlerinde çıkan bir yangında kaybetmiş 18 yaşına kadar yetiştirme yurdunda yaşamak zorunda kalmış Yine de başarılı bir iş adamı olup, The White Star Line adlı bir deniz taşımacılığı şirketine ortak olmuş Ancak babasının katıldığı kazının 20'inci yılında şirketin gemileri tek tek talihsiz kazalar geçirmeye ve batmaya başlamış
Şirket bi türlü kazaların önünü alamamış Üstelik basın da üzerine geliyor, her gün boy boy eleştiri yazıları çıkıyomuş Şirketin zararı feci boyutlara ulaşmış The White Star Line son kozunu oynamaya karar vermiş Tüm mal varlığını üç büyük, süper lüks gemiye yatırmış Bu gemilerin adları Olympic, Titanic ve Britannic'miş
Bu üç geminin de üzerinde bir lanet varmış İlk gemi Olympic, 1911'de, Atlantik Okyanusu'nda bir buzdağına çarpmış Tamir için getirildiği tersanede çıkan bir yangında da tamamen yanmış Titanic illegal bir şekilde mumya taşıdığı söylentilerine rağmen 1912 yılında ilk seferine çıkmış Titanic'in trajik hikayesini herkes bilir; onun da yoluna bir buzdağı çıkmış Britannic ise 1 Dünya Savaşı sırasında Atina açıklarında, 1916 yılında meydana gelen bir patlamada batmış Kısa süre sonra The White Starline şirketi denizcilikten çekildiğini açıklamış
James Cole'un babasının katıldığı kazıda mumyası çıkartılan Ramses'in laneti ise şöyleymiş: "Beni yerimden oynatan herkesi sulara gömeceğim"
Başlık bulunamadı
Adamın biri, biR cumartesi gecesi evine dönüyomuş Birden 15-16 yaşlarında sevimli bi kızın yolun kenarında otostop yaptığını görmüş Adamın da aynı yaşlarda iki kızı varmış Hemen arabayı kızın yanına yanaştırmış, “Gece yarısı böyle ıssız bir yerde ne yapıyosunuz Allah aşkına? Bu saatte otostop mu yapılır?” demiş Kız, “Uzun hikaye Rica etsem beni evime götürür müsünüz? Buraya çok yakın Bu iyiliğinizi ömür boyu unutmam” diyerek arka koltuğa oturmuş
Kızın üzerinde cicili bicili, hoş bir elbise varmış Evinin adresini vermiş Gerçekten de yakınmış ev Adam eve vardığında önünde durmuş, “İşte geldik küçük hanım” diyerek arka koltuğa dönmüş ama arkada hiç kimse yokmuş Gözlerine inanamamış tabi Hemen arabasından inip evin kapısını çalmış Beyaz saçlı, çok yorgun görünen yaşlı bi kadın açmış kapıyı Adam heyecanla, “Bana inanmayacaksınız ama yoldan küçük bi kız aldım Bana buranın adresini verdi ama tam geldiğimizde” Yaşlı kadın adamı susturmuş, “Biliyorum, biliyorum” demiş, “Sonra da ortadan kayboldu değil mi? Bu başımıza ilk defa gelmiyo Her cumartesi akşamı aynı şey olur”
Meğer kız bi cumartesi gecesi diskodan dönerken trafik kazası geçirmiş ve oracıkta ölmüş Şimdi her cumartesi gecesi kazada öldüğü yerden otostop yapıp evine gelmek istiyomuş ama bunu bugüne kadar başaramamış Kadın bunları anlatırken adamın gözü piyanonun üzerindeki kızın fotoğrafına ilişmiş Evet, kız aynı kızmış ve üzerinde de aynı elbise varmış