Vepaires döneminin son yıllarında güzelliği ile ünlü bir yaşlı (Safkan) prenses adından sözettiriyordu. Dillerden düşmeyen bu prensesin adı Ronesa'ydı. Ronesa bir yaşlı olmasının gerektirdiği sorumlulukları henüz yerine getiremezken kardeşi Romen çoktan Vepaires krallığına gözünü dikmişti bile. Yaşlı Romen kardeşi Ronesayı ortadan kaldırarak krallığı ele geçirmek istiyordu ve amacına kısa sürede ulaştı kardeşi Ronesa'yı acımasızca kandırarak karanlık cehenneme hapsetti. Birkaç gün içerisinde Vepaires krallığının başına geçti ve Cennetteki tüm vampirlere hükmetmeye başladı. Ancak Ronesa'nın haykırdığı çığlıkların laneti onu hiçbirzaman rahat bırakmayacaktı.

Ronesa cehennemin bir köşesinde kendini kurban ederek kardeşi Romen'i sonsuza dek lanetledi. Lanet ancak Romen'nin bir insandan doğacak çocuğunu kurban etmesiyle bozulacaktı lanetin etkisi kuvvetli ve acıydı... Ronesa ona Vampir tarihinin en güçlü büyüsünü yapmıştı bu lanet pişmanlıktı... Romen kardeşine yaptığının pişmanlığı içerisinde hiçbirşey yapamaz olmuştu. Uzun bir süre bu şekilde yaşadıktan sonra karşısına bir insan olan Monasius çıktı. Monasius ve Romen aşkı artık alevlenmişti. Çok geçmeden bu olaylı evlilik gerçekleşti ve sonucunda bir erkek ve bir kız çocukları oldu.

Fakat bu evlilik diğer yaşlıların(Safkanların) dikkatini çekmişti. Bu vepaires soyunun tükenmesinin başlangıcıydı ve buna izin veremezlerdi. Romen bir yandan yaşlıların baskısı ve bir yandan lanetin büyüsü ile çocuklarının kanını tamamen emerek hayatlarına son verdi. Bu onun üzerindeki laneti kaldırdı fakat ölen çocukların ruhları hiçbirzaman Romen'i bırakmadı çok geçmeden Romen lanete katlanamayarak kendi hayatına son verdi. O günden iltibaren Karanlık Lanet olarak bilinen Pişmanlık vampirler arasında yasak haline geldi...