Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Psişik yetenekler ve otomatik okuma
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 25.03.17, 03:32
☆Tuana Tuana isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 07.01.15
Bulunduğu yer: Adana
Mesajlar: 4,686
Etiketlendiği Mesaj: 131 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Psişik yetenekler ve otomatik okuma

şuurumuzu şimdiki farkindaliğimizin ötelerine genişletme gücü hepimizin içinde sakli olarak vardir. ‘Psişik Okuma’nin en kisa tanimi da şuurumuzu şimdiki farkindaliğimizin ötelerine genişletme gücü demektir. Bu yönümüze ya da bu yeteneğimize aslinda “Psişik Yetenek” denir. Aslinda herkesin psişik yeteneği vardir, fakat çok az sayida insan bu yeteneklerini nasil kullanacağini ya da nasil kontrol edebileceğini bilir.
Pek çok insan gibi görme, işitme, tatma, koklama, dokunma gibi bilinen beş duyunun ötesindeki algilama, görme, duyma, sezme yeteneği gibi yetenekleri olan insanlarda vardir ve onlara yapilan tanim rahatlikla “Psişik Okuma” yapan insanlar tanimi olabilir. Bazilarinda çok küçük yaşlardan itibaren ortaya çikarlar bazilarinda ise zaman içinde tek tek ya da hepsi bir arada belirmeye başlayabilirler. Yağmura hazirliksiz yakalananlar gibi el çantanizda minik bir şemsiyeniz ya da yağmurluğunuz yoksa bir anda sirilsiklam olabilir ve karşilaştiğiniz şeyden ilk anda hiç hoşlanmayabilirsiniz. Ama bu yetenekler yağmurun yağmasi ya da güneşin doğmasi gibi doğal olaylardir.

Psişik Yeteneklerin nasil kullanilacaği konusu binlerce yil içinde hep sakli tutulmuştur. Bunun nedeni de bilinmeyen durumlara pek alişik olmayan günlük dünya içindeki kişileri ürkütmemek ve bazi bilgilerin kötüye kullanilmasini engellemek olmalidir. Oysa şimdi UYANIş zamaninda olduğumuz için tüm bilgiler ve kullanim alanlari iyisi ile kötüsü ile ortalik yerdedir. Olur olmaz herkes bu yeteneklerini daha fazla güç ve maddiyat elde edilmesi konusunda nasil kullanacağimizi parlak, gösterişli ve tabi ki yüksek ücretli seminerlerle bize tanitmaya çalişmaktadir. “Yeteneğini kullan, en kisa yoldan bilgeliğe uzan onunla da yetinme istediğin ne varsa onu elde et” tarzindaki popüler seminerlere ve toplantilara öyle sik rastlar olduk ki, gerçekten Psişik Yetenek ve Psişik Okuma nedir? Nasil kullanilmalidir? sorulari, hirs ve kariyer gürültü-patirtilari arasinda ciliz sorulara dönüştü. Kullan da nasil kullanirsan kullan mantiğinin en geçersiz olduğu alan bu alandir ve zararli sonuçlarla karşilaşmamak için baştan dikkatli olmakta, bilgiyle hareket etmekte, ağir ve emin adimlarla gitmekte çok yarar vardir.

Psişik Yeteneklerin Eğitimi
Yaygin bir kaniya göre bazi insanlar, Allah vergisi ihsanlar 'la doğarlar sözü her zaman geçerli olmayabilir. Pek çoğumuz zekamizi, bedenimizi, aklimizi, bilgimizi geliştirmek için ne kadar uğraş veriyorsak, psişik yeteneklerimizi de ciddiye alip onlari da ayni ciddiyetle geliştirme gayreti içinde olmaliyiz. Yeteneklerin eğitimini hafife almak hiçbir yetenek için kabul edilir bir şey değildir. Psişik yeteneklerimizi geliştirmek istiyorsak, iç benliğimizle çaliştiğimizi unutmamali ve onun dilinin diş benlikten farkli olarak kisa iç konuşmalardan ve telkinlerden oluştuğunu öncelikle bilmeliyiz.

iç benliğimiz, sadece ve sadece şuurumuzun inandiği bir sinir varsa, işte onunla sinirlidir. Bir şeyi yapamayacağimiza dair şuurlu bir kanimiz varsa içsel benlik bunu kabul eder ve uygulamaya koyar. Karari gerçekleştirmek için tüm gücünü ortaya koyar ve inanin ki onun gücü haylidir. Örneğin ben asla piyano çalamam derseniz hiç şüpheniz olmasin ki çalamazsiniz ama neden olmasin, dünyanin en ünlü piyanisti olmasam da çalmak ve o notalarin tinilarini duymak istiyorum derseniz, bir süre sonra epey hüner kazanmaniz mümkündür.

Psişik yeteneklerinizi eğitmek ve geliştirmek istiyorsaniz öncelikle daha önce yapamadiğiniz için belli bir şeyi yapamayacağinizi söylemekten kaçinmalisiniz. Eğer bir şeyi denememişsek ve o şey olmamişsa, bu o işi yapamayacağimiz anlamina gelmez; sadece biraz daha çalişmaya gerek olduğu anlamina gelir. Kazanmak istediğimiz beceride ustalik kazanmiş birini gözlemlemek, fevkalade bir öğrenme yoludur. iç benliğin doğasinda olan taklit etme becerisi, becerileri geliştirmede kullanilabilir. Diğer iki yol ise öğrenme yani o konu hakkinda okuma ve bilgilenme ve denemeden geçer.

Hepimiz Psişik Yeteneğe Sahibiz
Bize, başkalarinin beğenisini kazanacak şekilde düşünmek ve davranmak üzere, iç hissedişlerimizi dikkate almamayi öğrettiler. Sezgisel zihnimizden gelen mesajlara açik olmak, psişik yetenek pratiklerinde büyük önem taşir. Sezgisel zihin, beynin sağ yariküresinde yerleşmiştir. şuurumuzun bulunduğu rasyonel zihin ise soldadir. Hemen bu ikisinin altindaki limbik bölge de programlamali zihne aittir. Programlamali zihin şuuraltidir. Burasi rasyonel zihin tarafindan alinan diş dünya hakkinda sezgimizden ve hissedişimizden gelen materyali absorbe eder. Limbik bölgenin altinda, tüm bedensel fonksiyonlari yöneten objektif zihin bulunur. Bu zihinlerin tümü pozitif ve yansitici yönüyle enerji yayinlar. Ayni şekilde, negatif ya da alici tarafinin bir fonksiyonu olarak da enerji çekerler. Bu enerjiler farkli frekanslarda hareket ederler ya da titreşirler. Frekans yavaşladikça mantal madde kabalaşir.

Objektif zihin, şuuralti programlamali zihinden daha düşük frekansta titreşir. Benzer şekilde şuuralti programlamali zihin, şuurumuzun rasyonel düşünen zihninden daha düşük frekansta titreşir. Sezgisel zihin ise şimşek hiziyla çalişir. “Evrensel” düşünceleri, gelişsinler ve kuvvetlendirilsinler diye şuura aktarir.
Herkes bu zihin seviyeleri ve yayinladiklari frekanslarla donatilmiş durumdadir. Başkalarindan gelen düşünceleri, duygulari, heyecanlari toplamak üzere hepimizin “alici cihazi” vardir. Ama herkes cihazlarini nasil kullanacağini maalesef bilemez. Köpek nasil birçok insanin duymadiği sesleri duyuyorsa, arilar nasil bizim asla göremediğimiz renkleri görüyorlarsa, bazi insanlar da diğerlerinin algilayamadiklarini algilarlar. Çevremiz, titreşimlerin farkina varişimizin seviyesi, doğrudan doğruya geliştirdiğimiz psişik becerilerin seviyesine bağlidir.

şuur dişi seviyede, psişik becerilerin zaten büyük ölçüde gelişmiş olduğunu bilmek önemlidir. Düşündüklerimiz ve hissettiklerimiz bizden çikip sessizce yayinlanirlar. Bu duygu ve düşünceler, bilmediğimiz bir şekilde, çevremizde etki yaratirlar. O siradaki ilişkileri ve kendi kişiliğinizi etkilerler. Biz çevremizi ne derecede etkilediğimizin farkinda değilizdir. Yansitici şuur dişi ve algilayici şuur dişi arasindaki etkileşme, dünyamizi yaratmak üzere devam ede gelen bir süreçtir. Psişik becerilerin gelişmesi, sadece bu süreci şuurlu yönlendirme alanina getirir. Böylelikle hem giren hem çikan akişi kontrol etmeyi öğrenebiliriz.

Yansitici ve Algilayici Yeteneklerimiz
Gelişecek iki temel psişik beceriden birine yansitici beceriler ve diğerine algilayici beceriler adini verebiliriz. Bu iki tür beceriye en iyi örnek, mantal telepatidir. Telepatide iki kişiye ihtiyaç vardir. Biri gönderici, biri de alicidir. Bu da gösterir ki, bu kişilerin her biri, farkli bir beceriyi tezahür ettirmektedir. Psişik mesajlari ya gönderirsiniz ya da alirsiniz; ama ikisini de ayni anda yapamazsiniz. Tüm psişik becerileriniz bu siniflandirmanin bir bölümüne ya da diğer bölümüne dahildirler. Ya ruhsal şifa yaparsiniz ya da size ruhsal şifa yaparlar. Ya bir fenomeni tezahür ettirirsiniz ya da o fenomenin tezahürünü algilarsiniz.
Yansitici beceriler, kendi titreşimlerinizin yayinimini kontrol etmenizi sağlar. iki benliğimiz de ayni işe senkronize olduklarinda yansima oluşur. Bu becerilere zihnin madde üzerine etkisi denebilir. Bu beceriler arasinda şunlar vardir: Telepati, psikokinezi, teleportasyon, materyalizasyon ve demateryalizasyon, ruhsal ameliyat, ruhsal şifa, levitasyon ve ruhsal fotoğrafçilik.Tekinsiz evler, insanlardaki bu becerilerin kontrolsüz tezahürlerinden başka bir şey değildir. Ama o kişiler bunun farkinda değillerdir. Yansiyi beceriler için kullanilan diğer bir terim, “yaratici beceriler” dir. Çünkü her yansima ile bir şeyler yaratiriz. Yaratici şuur, psişemizin pozitif tarafidir.

Algilayici beceriler, bilgileri ve enerjiyi almanizi sağlar. Bunlar sizin farkindalik becerilerinizdir. Bunlar arasinda, DDA (Duyular Dişi Algilama, ingilizcesi ESP-Extra Sensory Perception), durugörü, duruişiti, sezgi, telepati, prekognisyon (önceden bilme, geleceği bilme, kehanet), geçmişi bilme, psikometri, radyestezi, psişik okuma, psişik tani ve kristal kürede vizyon görme vardir. Daha sonra küreye de gerek kalmaz zaten küre sadece konsantrasyon için bir aracidir. Algilayici ve yansiyici beceriler beraberce çalişirlar, ama ayni anda değil. Önce biri çalişir, sonra diğeri. Algilayici ve yansiyici becerilerle çalişirken, biri diğerinin çizgisini geçmemelidir. Yani, birbiriyle uyumlu olmali ve karişiklik meydana gelmemelidir.
Birçok insan, algilayici ve yansitici becerilerinde bu ahenkli bütünlüğü elde etmişler ve de psişik alanda meşhur olmuşlardir. Bir süre başka şeylere bağlanmişlar, ama psişik yeteneklerinin eğitilmesi üzerine bu yönlerine önem vermişler ve kendilerine yeni yollar açmişlardir.

Psişik Okuma
Ara sira yaşanan sinirlarin ötesine taşmiş farkindalik deneyimleri, bazi şeyleri sezgisel olarak, duyusal algilarin desteği olmaksizin bilmemizle sonuçlanabilir. Nasil olduğuna pek dikkat etmesek de bunu sik sik yaşiyor olabiliriz. Telefon çaldiğinda kimin aradiğini bilebiliriz. Bir mektubun veya paketin yolda olduğunu biliriz. Telefon çaldiğinda kimin aradiğini bilebiliriz.En doğru zamanda en doğru yerde olmak gibi harika bir yeteneğe sahip olabilir kolayca park yeri bulabilir, girdiğimiz ilk dükkanda aradiğimiz mali bulabiliriz. Problemlerin nasil çözümleneceğini bilebiliriz. Okuduğumuzu hiç çaba harcamadan kavramada fevkalade yetenekli olabiliriz. Kişisel bazda ve ya dünyanin herhangi bir yerinde olacak olaylari önceden bilme durumlariyla karşilaşabiliriz. Telepatik ve önceden haber veren rüyalar görebiliriz. Bir insani düşünerek onun düşüncelerini ve içinde bulunduğu koşullari bilebiliriz.

Bazi kişilerin içsel yetenekleri öyle gelişmiştir ki bu şeyleri ve daha birçoklarini iradi olarak yapabilirler. Bulunduklari yerden çok uzak yerlerde olan hadiseleri iç vizyonlariyla görebilirler. Bir başka kişinin zihnini veya bedenini görebilir, hastalik ve psikolojik rahatsizliklarin tezahürüne neden olan iç şartlari teşhis edebilirler. Bazilari doğanin sübjektif seviyelerine nüfuz edebilir ve evrenin daha ince işlerini ayirt edebilirler. Bazilari da Hakikatin Özünü görür ve tezahür halindeki yaşamin kaynağini bilirler.
Bu yeteneklerle, farkindaliği arttirmak ve işlevleri gerçekleştirmek amaciyla bir süre uğraşmak ve deneyim yapmak faydali olabilir. Fakat bunlari ruhsal büyümeyi ihmal etme noktasina gelecek kadar çok kendini kaptirmak ve aşiri meşgul olmak zararlidir. Bizim yalnizca bir beden veya zihin olmaktan öte bir yanimiz olduğunu bize kanitlamalari bakimindan ara sira deneyimlenen duyular dişi idrak diğer adiyla DDA olaylarinin faydasi olabilir. Bu sayede ruhsal potansiyelimizi gerçekleştirmeye götüren daha yüksek bilgileri kazanma olasiliklarini keşfetmeye esinlenebiliriz. Kendi kendine şifa vakalarina ve bunlarin belli koşullarda meydana getirdiği belirgin düzelmelere ve hatta odaklanmiş bir niyet vasitasiyla fizik nesnelerin materyalize oluşu vakalarina tanik olmuş veya deneyimlemiş birçok kişi, bunlarin sonucundan yaşamlarini daha olumlu yönde değiştirmişlerdir. Fizik evrenin hiç de sanildiği gibi kati v e hükmedilemez olmadiğinin aksine akişkan, esnek ve içsel nedenler gerektiği gibi ayarlandiğinda dönüşüme açik olduğunu kendi gözüyle görmüşlerdir.

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147