Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Gezici Duru Görü ve Deneyimleri
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 25.03.17, 00:10
DiLara - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
💙DiLara DiLara isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 28.11.15
Bulunduğu yer: Yesil Gunes
Mesajlar: 630
Etiketlendiği Mesaj: 29 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Gezici Duru Görü ve Deneyimleri

Gezici Duru görü ve Deneyimleri
Bilim Araştırma Grubu


Gezici durugörü (Travelling Clairvoyance), kişinin, uzaysal olarak bilincini uzaktaki bir yere göndermesi ve o yerde olup bitenleri ayrıntılı olarak algılamasıdır. Durugörü ile gezici durugorüyü birbirinden ayıran sınırlar pek kesin olmadığı gibi, bazı vakaların ve deneylerin yorumlanmasında geçerli olan olgunun, gezici durugörü mü yoksa astral seyahat; ya, da bedendışı deneyim (OOBE) mi olduğu hususu bazen tartışma konusu olmaktadır.


Gezici Duru Görü ve Çeşitli Örnekleri

Yeteneklerine iyice tasarruf etmiş olan hassas kişiler, uzaktaki bir yeri zihinlerinde görmekle (gezici durugörü) bu yere astral beden içerisinde gitmek arasındaki farkı rahatlıkla ayırt edebilirler. Yirminci yüzyılın başlarında, önde gelen hassas kişilerden olan Viricent Turveyhem gezici durugörü hem de astral seyahat deneyimleri ile aşinaydı ..Turvey, bu iki paranormal olgu arasında nasıl ayırım yaptığını şu şekilde açıklıyordu: «Uzun mesafeden durugörü sözkonusu olduğunda, kasabalar, ormanlar ve dağlar gibi araya giren fizik objeleri yarıp geçen bir tünelin içerisinden görüyor gibiyim.» Öte yandan astral seyahat sırasında, astral bedeni içinde olduğunun tam bilincinde olan Turvey, bıraktığı yerdeki fizik bedenini görebiliyor ve varacağı yere doğru uzayda yol aldığını canlı bir 'şekilde hissediyordu.Gezici durugörü olaylarıyla ilgili olarak, elimizde mevcut olan kayıtlar sadece günümüze ve yakın geçmişe ait degildir.,

Örneğin, Aulus Gellius, İ.ö. 48 yılında Sezar'ın ordusunun Pharsalus'da Pompey'i yendiği gün, Patavium'daki (bugünkü adıyla Padova - İtalya) bir rahibin savasin gidişatını izlediğini ve ayrıntılarıyla tarif ettiğini nakletmektedir. İ.S. 1. yüzyılda yasanmış olan, ünlü Grek düsünürü bilge Apollonius da durugörü yeteneğine sahipti.İ.s. 96 da, zalim Roma Imparatoru Titus Flavius'un Roma'da öldürülüşünü, Efes'de aynen yaşamış ve tüm ayrıntılarıyla çevresindekilere anlatmıstı.

1571 yılında da Papa V. Pius, kendisi Roma'da iken, İnebahtı'da Osmanlı’ya yenildiği deniz savaşını 'görmüş', ve daha resmi haberler gelmeden, dini tören yapılması için emir vermişti. İkiyüz yıl öncesine ait bir gezici durugörü olayını da, Kardinal Villecourt'un' 1864 yılında yazdığı, La Vie de St Alphotıso de Liguori adlı kitaptan öğreniyoruz. Aziz Alphonsode Liguori, 1774 yılında ağır bir oruçtan sonra çekildiği inziva hücresinden, Roma'da ölmekte olan Papa xv. Clement'in yattığı yeri 'gördüğünü' açıklamıştı. Liguori'nin kaldığı Arezzo'dan Roma'ya ancak bir haftada gidiliyordu,

Buna rağmen, anlattığı ölüm döşeği manzarası daha sonra Roma'dan" gelenler tarafından onaylanmıştı.

Geçen yüzyılda ise çok daha ilginç bir gezici durugörü olayı ile karşılaşıyoruz. Bilindiği gibi 1846 Eylül'nde, "Güneş Sistemj'nin' sekizinci gezegeni Neptün, astronôm Leverrier ve matematikçi J. C. Adams tarafından keşfedilmişti. Ancak bu tarihten altı ay önce, Amerikalı du rugörü medyumu Andraw Jackson Davis, sekizinci bir gezegenin varlığından söz ederek ayrıntılı tanımını yapmıştı, hatta yoğunluğunu da yaklaşık olarak doğru vermişti.

Değişik şuur halleri [ASC: Altered States of Cons*cıousness ] ve özellikle hipnotik trans altında ortaya çıkan durugörü yeteneği ile ilgili olarak birçok deneyler yürütülmüştür (Bkz: Bölüm 6). Dr. Charpignon, 1848 yılında yazdığı 'Physiologie, Medicine at Metapsychique du Magnetisme' (Manyetizma'nın, Fizyolojisi, Tıbbı ve Metapsisiği) adlı kitabında, Orleans'daki hastalarından biri olan Bn. Celine'in ipnoz altında, Meung kasabasına 'zihni yolculuklar' yaptığını ve doğru olduğu kanıtlanan bilgiler verdiğini anlatmaktadır. İngiltere'deki SPR derneğinde, faaliyetinin ilk birkaç yılı süresince bu türden birçok vaka incelenmiştir.

SPR’nin kurucularından ve ilk başkanlarından olan fizik profesörü Sir William Barrett bu konuda ciddi deneyler yürütmüştür. Hafta, parapsikoloji tarihinde bir dönüm noktası sayılan ve 1876 yılında ingiliz Cemiyeti' ne sunduğu bir tezinde, hipnotik trans altında ıstırap, tat ve koku hislerini telepatik olarak nasıl ilettiğini anlatıyordır. Süjesi, ayrıca, gezici durugörü olayını da deneyimlemiş ve zihnini uzaktaki manzaralara göndererek oralarda olup bitenleri tarif etmiştir. Tanınmış Fransız psikoloğu Pierre Janet de benzeri araştırmalar yürütmüş, ancak akademik protestolar karşısında bunları kısa kesmek zorunda kalmıştır. Bir keresinde, Leonıe adındaki bir bayanı hipnotize etmiş ve kendisine Paris' teki Profesör Richet'yi ziyaret etmesini söylemişti. Bu talimata uyan Bn. Leonie birden, «Yangın var diye bağırınca Janet kendisini sakinleştirmek zorunda kalmıştı. Tekrar trans haline giren Bn. Leonie bir kez daha, «(Yangın!»diye çığlık atıp uyanmış ve sonradan anlaşılmıştı ki, o anda Profesör Richet'nin laboratuvarında gerçektende yangın çıkmıştı.

Resim

Andrija Puharich ve Durugörü İncelemeleri

Daha yakın zamanlarda ise, 1952 'yılında ünlü medyum. Bn. Eileen Garrett (1893 - 1970, Bkz: Resim"2) ile birlikte yürüttüğü deneyler sırasında, Bn. Garrett'in, New York, Washington, Londra ve Güney Fransa'daki arkadaşlarını 'izlediğine' dair gayet net izlenimler aldığından bahseden Andrija Puharich'e rastlamaktayız. Puharich bir doktor olarak, bu deneyimi sırasında Bn. Garrett'de meydana gelen fizyolojik değişiklikleri tespit etmiştir.

« ... Parasempatik sinir sisteminin yoğun bir şekilde aktifleşmesi önemliydi. Tansiyonunu ölçtüm ve normalden yirmibeş kadar daha düşük buldum. Normal olarak doksan civarında atan nabzı, altmış beşe düşmüş. Derisi kızarmış ve gözbebekleri iğne ucu kadar ufalmıştı; gözleri parıldıyordu. Bunlar, parasempatik aktifleşmenin genel belirtileriydi.

«Bn Garrett'in deneyimi ile ilgili olarak iki husus dikkatimi çekmişti. Birincisi, parasempatik aktifleşme ya da kolinerji halinin,durugörüye yönelik hassasiyetin artması ile ilişkili olmasıydı. Kolinerji halinde, sinir sistemine salınan asetilkolin miktarında bir artış olur. 'İlgilendiğim ikinci husus, gezici durugörü olarak tarif ettiği hal altında zihninin edindiği merkez kaç uzantısı idi.Sanki, zihni, kendisi için derin bir kişisel anlamı olan kişilere yönelik, toplayıcı bir girdap haline geliyordu.''

Andrija Puharich'i, daha ziyade, son yıllarda Uri Geller'le yaptığı çalışmalar ve Kozmik Görev Gemisi Spektra ile Hoova Planeti Yüksek Rehberleri'nin kendisiyle kurdukları irtibat ile ilgili olarak tanıyoruz.Ancak, Puharich, daha 1947 yılında parapsikoloji konusuyla ilgilenmeye başlamış ve duyu-dışı algılama ile ilgili araştırmalar yapmak üzere Maine'de bir laborauvar kurmustu. Laboratuvarında Bn. Eileen Garrett gibi psişik yeteneği oları kişiler üzerinde deneyler yürütülen Puharich ın süjeleri arasında, Hollandalı bit heykeltraş olan Harry Stone da bulunuyordu.

Puharich, Btone'un normal olarak tezahür eden yeteneklerinin dışında bir keresinde de kendisine halüsinasyojenik bir bitki olan 'Amanita muscaria' mantarından verdiğinde, değişik bir şuur haline (ASC) giren Stone'da gezici durugörü yeteneğinin ortaya çıktığına tanık olmuştu, Puharich'in 'Kutsal Mantar' (The Sacred Mushroom, New York, Daubleday'& Company, Ine., 1974), adlı kitabında anlattığına göre, laboratuvardaki çalışmalar sırasında transa giren ve 'trans halindeyken, binlerce yıl önce ölmüş olan bir Mısırlı prensin, Ra Ho Tep'in, kişiliğine bürünen, [bu uygulamaya 'Ekminezi' adı verilmektedir . Stone, kutsal mantarlardan almak istemişti. Harry'ye bu mantarlardan vermenin yaratacağı muhtemel etkilerden çekinen Puharieh, sonunda bunu denemeye karar verdi. Harry'nin sanki bir ayindeymiş gibi davranarak kutsal mantarı diline ve başının tepesine sürdügünü belirten Puharich, 1955 yılında gerçekleştirdıği bu deney ve sonuçları hakkında şunları söylemektedir:

« ... Özet olarak, Harry Stone'a Amanita muscaria \ mantarlarından bir miktar vermiştim, Amanita muscaria'yı ağızdan almasının davranışımın tümü üzerindeki etkisi, alkolün yarattığı sarhoşluğa benziyordu: Bn. Garreti'in gezici durugörü deneyimine benzer bir hali tarif etmeye başlamıştı. Yani,duvarların ötesini ve uzaktaki manzaraları ve yerleri zihninde görebiliyor gibiydi. Amanita muscaria, muskarın adındaki uyuşturucunun mevcudiyetinden dolayı, kişide kolinerji hali yaratır. Harry üzerinde hemen bir durugörü deneyi uyguladım. Bu deney sırasında, üzerlerinde değişik resimler bulunan on adet tahta küpü, resimlerin aynısını taşıyan diğer bir dizi küple eşleştirmesi gerekiyordu. Bu testi, sarhoşluk hali içerisinde olmasına rağmen, üç saniyede tamamlamıştı. Tutturduğu puan tamdı; on denemede on doğru yanıt vermişti. Bu puanın' tutturulma ihtimali o kadar azdı ki böyle bir sonucun tesadüfen elde edilebilmesi için bu testi tam bir milyon kez uygulaması gerekecekti.

«Bu vaka beni tekrar, Bn Garrett ile ilgili daha önceki gözlemimi düşünmeye sevketti. Kolinerjik bir uyuş*turucu' vermek suretiyle kendisinde suni olarak bir koli*nerji hali yaratmamızın sonucunda Stone, hem para sempatik bir aktıfleşmenin olağan belirtilerini hem de laboratuvarda uygulanan duru görü deneyi ile onaylanan bir gezici durugörü hissini deneyimlemişti:»

Resim

Resim

Andrija Puharich'in Durugörü ve Şakra Karşılaştırması

Andrija Puharich ile ünlü süjelerinin gerçekleştirdikleri bu deneylerin son derece ilginç bir yanı da, süjelerin bedenlerinin 'enerji merkezleri' ya da 'sakraları' ile İlgiİi olan gözlemlerdir.. Acaba, şakraların uyarılması ile durugörü yeteneğinin tezahürü arasındaki bağıntıya açıklık kazandırması açısından Puharich'ın bu gözlemleri ne dereceye kadar yararlı olabilir? Her iki deneyde de belirli bir merkezin uyarılması söz konusu olmakta, ancak merkezlerin farklı olduğu görülmektedir. Üstelik, bu merkezler, spiritolojik durugörü medyumluğunun faaliyet merkezi olarak kabul edilen (ajna) 'üçüncü göz'ün de dışındaki beden bölgelerini kapsamaktadır.

Bn. Garrett ile ilgili deneyde, gezici durugörü hali ortaya çıkmazdan önce 'solar plexus' ('manipura')merkezinin uyarıldığını görüyoruz ;

«Bay Wedlock, Bn. Garrett'in rehber varlığı Abdul Latif ile görüşmesi sırasında konuyu, telepatinin arttırılmasında vokal seslerin kullanımına getirmişti. Abdul Latif, bazı sesli harfere değindi, bu seslerin çıkarılış şeklini gösterdi ve yaratacakları etkiyi tarif etti. Bn. Garrett, rehberine aracı olarak, insanın basını ağrıtacak siddette bir 'İ' sesi çıkardı. Abdul Latif, bu sesli harfin, bu şekilde telafuz edilmek suretiyle 'solar plexus' merkezini faal hale getireceğini belirtmişti, Yürüttüğümüz telepati deneyi, otuz dakika kadar devam etti

«Deneyden sonra Bn. Garrett odasına çekildi. Yaklaşık bir saat sonra odadan çıkan Bn. Garrett'in söylediğine göre, trans halinden çıkar çıkmaz karnına şiddetli kramplar girmişti. Karın ağrısı geçtikten sonra olağandışı bir şekilde canlandığını ve gevşediğini hissetmiş, alı*şılmışın dışında bir zihni faaliyet ve kendi deyimiyle, 'gezici durugörü' hali deneyimlemişti.»

Harry Stone'unkutsal mantari başının tepesine sürmesini de bedeninin o bölgesine rastlayan enerji merkezinin sembolik bir şekilde uyarılması olarak değerlendirebiliriz .. Çeşitli isimlerle ('taç merkezi', 'bin yapraklı lotüs', 'bilgelik gözü', ya da sahasrara') anılan bu kutsal noktadan, ölmekte olan kişinin, ruhunun çıktığına' inanılır. 'Taç merkezi'nin kendisine özgü bir psişik işlevi olmadığı, fakat gelişmesi sonucunda kişinin aurasına en yüksek. seviyeden spiritüel güçlerin girmesini sağladığı belirtilir. Bu da muhakkak ki, fiziki ya da psişik tüm deneyimleri etkiler.

( Duru Görü, Zaman Mekan Dışı Ruhsal Gözle Görüm - Bilim Araştırma Merkezi )

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147