Çekoslovakya'da Durugörü Çalışmaları
Çekoslovakya'da Durugörü
Çalışmaları
Bilim Araştırma Grubu
Naziler'in Katlettiği Durugörü Medyumu E. Hanussen
Halen (1979) yetmiş sekiz yaşında bulunan, Dr. Karel Kuehypka, Çekoslovakya'nın parapsikoloji öncülerindendir. Konuyla İlgili olarak şöyle demektedir: . «Ne resmi bilim, ne de resmi din hayatın ya da evrenin sırlarına son yanıtları verebilir. Bizim ülkemizde dinsel yöntemlerle ilgili her çeşitten imana rastlayacaksınız. Bizim insanlarımızın kritik ve meditatif karakteri, paranormal olaylarda kendini daha çok ortaya koymakta dır. Bu bakımdan PSI çalışmaları için, Çekoslovakya'daki ortam her yerden daha elverişlidir.»
1920'den Alman istilasına kadar, Çekoslovakya'nın en popüler' dergilerinde devamlı olarak, parapsikolojik araştırmalarla ilgili özel sütunlar bulunmuştur. Dr. Kuchynka tarafından Prag Üniversitesinde biyologlar, tıp doktorları, mühendisler, psikiyatr'lar ve nörologlar tarafından 20. yüzyılın başlarından beri PSI araştırmalarının yapıldığı belirtilmiştir.
Praglı Dr. Oscar Fischer, tanınmış klervoyan medyom Eric Hanussen ile çalışmıştır. Hanussen, Hitler zamanında medyom ve astrolog olarak ün yapmıştı. Fakat 1930'larda, Dr. Kuchynka'nın belirttiğine göre NaziIer'in birçok gizli projesini klervoyan olarak gördüğü ve faşist hiyerarşiye tehlikeli görüldüğü için naziler tarafından öldürüldü.
Resim
Resim
Dünya Savaşlarında Kullanılan Durugörü Melekesi
Çekoslovakya'da ESP'nin kullanılması üniversite ve özel grupların araştırmalarıyla sınırlanmamıştır. 1966 yılında Çek askeri 'dergisi 'Perıskop'ta da belirtildiği gibi, Çek'ler PSI'yi savaşta da kullanmışlardır. Ordudan ayrılmış bir Çek askeri, konuya ilişkin olarak şunları söylemiştir: ec1919'da Macarlara karşı durugörüyü büyük çapta kullanmıştık PŞl yeteneğine sahip askerleri transa sokarak," Macarlar'ın mevzilerini öğrenebildiğimiz gibi, kaybolmuş askerlerimizi de bu yöntemle bulabilmistik. Bunlardan birini hiç unutamıyorum. Transa giren arkadasımız gördüklerini söyle anlatıyordu: 'Şu anda Macarları görüyorum. 150 kişi kadar varlar. Bir derede yıkanıyorlar, nöbetçi de dikmemisler.' Bu bilgilerden sonra, bize tam yerlerini belirttiği zaman harekete geçtik. Elli kişilik bir kuvvetle hepsini çıplak olarak teslim aldık.»
1925'de Çekoslovakya'da ordu içinde kullanılmak üzere 'Klervoyans, Hipnotizma, Manyetizma'diye bir kitap bile bastırıldı. Bu kitabı Kareı Hejbalik,yazmıştı. Hejbalik'in belirttiğine göre ilk kez ESP, erler tarafından komutanların haberi olmadan kullanılmış, fakat ilk olarak .Kremnıca'da Bnb. B. tarafından bu iş farkedilmiştir. Bnb, B. konunun aşinası olduğundan, yetenekli erleri derin transa sokarak telepati melekelerini geliştirmiş ve daha sonra da bunlardan klervoyan süje olarak faydalanmıştır. Bu binbaşı süjeleri ile halen çalışmalarını sürdürmekte ve parapsikoloji kurumlarıyla ilişkilerini kesmemektedir. Klervoyan askerlerin bize verdikleri malümat daima doğru çıkmıştır. Buna dayanarak her zaman harekete geçebiliriz. Hareket halindeki askerleri de durugörü ile daha sağlıklı , olarak sevk ve idare edebilmekteyiz,» demektedir.
Tarihi kayıtlara göre, savaşlarda PSİ'nin, ne derece etkili olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır. Askeri yayın organı 'Periskop'ta,«Çek ordusu PSI sayesinde olağanüstü sonuçlar elde etmiş bulunmaktadır. Eğitim" lerde de ondan yararlanıyoruz!» denilmektedir.
Miroslav Ivanov'un, Not Only the Black Uniforms isimli kitabında, toplama kamplarında göçlerde. 2. Dünya Savaşında partizan gruplarda, Nazi istilasında medyumların kullanıldığı anlatılmaktadır. Kitapta, klervoyanlar tarafından anlatılanların çoğu doğruydu. Düşmanın niyeti, üsleri vs. hakkında yapılan durugörü deneylerinden çok iyi sonuçlar elde edilmiştir' denmektedir.
Periskop'un 1966 yılındaki sayılarından birinde şunlar yazılmıştır: 'Yönetici kademesi klervoyanlardan oluşan bir ordu düşünün. Karşı tarafın generallerinin niyetlerini olduğu gibi bilebiliyor. Böyle bir durum, ESP' yi askeri bir silah şeklinden,barış silahı haline dönüştürebilir.' "
Bugün Sosyalist ülkelerin bir ucundan öteki ucuna, ESP'ye karşı askeri ilgi oldukça yüksek bir seviyede bulunmaktadır. Dr. Kuchynka, «Sadece Alman istitası sırasında bizim resmen parapsikoloji çalışmalarımız durdurulmuştur. Almanlar o zaman bizim üniversitelerde bu türden araştırmaların yapılmasını yasaklamışlardı,» demektedir.
Resim
Resim
Geleceğin Bilinmesi ve Duru görü ile Araştırmalar
Milan Ryzl, Prag'daki ESP Iaboratuvarında, sekreteri Josefka'ya şöyle diyordu: «İleride olacak bir olayın, değiştirilip değiştirilemeyeceğini ya da ona müdahale edilip edilemeyeceğini bulup çıkaracağız. Bir şahsın korkunç bir araba kazası geçireceğini bilsek ne yapabileceğiz? Bu olay gerçekleşmek zorunda mıdır? İkaz ile o şahsın alınyazısını değiştirebilir miyiz? Eğer gelecek değiştirilebilirse, ne kadar değiştirilebilir? Tamamen mi, kısmen mi?»
Josefka bu soruların cevabını hemen verebilecek durumda değildi. Zaten Ryzl, sekreterinin düşünmesine fırsat verecek kadar beklemedi. Soruları daha başka bir şekilde yanıtlayacağını düşünmüş; Josefka'nın, ruhsal yeteneğini kullanarak kendi geleceği hakkında bir şeyler söylemesini tasarlamıştı.
Dr. Ryzl, «Bize şimdiye kadar tabii bilimlerin, bütün soruları cevaplandırabilecekleri söylendi durdu. Fakat felsefenin derin problemlerini ve dini sorunları bunlarla cevaplandırmanın imkanı yoktur. İşte bu sebepten parapsikolojiye girdim. Bu asırlık sorunların cevaplarını bilimsel olarak ortaya çıkarmak istiyorum, demektedir.
Ryzl, Josefka ile bir deney yapmaya karar vermişti: «Bu gece senden, bir arkadaşın için bir şeyleri önceden görmeyi denemeni rica edeceğim. Bu, onun sakınmasını isteyeceğin bir şey olabilir. Daha sonra arkadaşına haber vereceğiz. Bakalım ne olacak?» dedi.
Ryzl'in yardımıyla, Josefka transa girdi. Üzerine konsantre olacağı kız. arkadaşı Prag'ın 50 mil dışında oturuyordu. Dürüst ve hassas bir süje olan Josefka, Ryzl'ın direktiflerini tereddütsüz uygulardı. Fakat bu seansta, sinirlenmeye ve sesi kısılmaya başladı 'Gitmemeli, gitmemeli, diyor ve oturduğu yerden kendisini geri çekiyordu. Dr. Ryzl «Neler söylüyorsun?» diye sordu. Josefka: 'Onu görüyorum. Üzerinde iki parçalı bir elbise var. Bir lokantada tanımadığı bir adamla konuşuyor. Adamı ben de tanımıyorum. Kızın kendisiyle beraber, bir motosiklete binmesini istiyor. Gitmemeli, gitmemeli'
Josefka'nın vizyonunda, kız adamın motosikletine binmiş, şehir dışındaki kırlara doğru gitmişlerdi.
Josefka: 'Durdular. Münakaşa ediyorlardı, şimdi sustular. Yine başladılar, Eteği yırtıldı. Aman Allah’ım, kıza tecavüz ediyor.'
Ryzl, bu seansta tahmininden de fazla kehanetle karşılaşmıştı. Josefka, transtan çıktıktan sonra da ağlamasına devam ediyordu. Gördüklerinden çok sarsılmışa benziyordu. 'Bunun ne derece saçma bir şey olduğunu bilmiyorum ama yine de ona telefon edeceğim,' demişti.
Josefka, telefonda bu vizyonun bir ESP deneyinde görüldüğünden bahsetmeyip sadece rüyasında böyle bir olay gördüğünü söyleyecekti. . Ertesi sabah telefonu açıp, gördüklerini anlatmaya başlar başlamaz arkadaşı sözünü keserek, 'Çok geç kaldın, o olay geçen akşam oldu bile,' demişti. Genç kız olayın olduğu akşam, lokantada erkek arkadaşını beklemekteymiş. Gelen yabancı, kıza, arkadaşını tanıdığım ve kendisini onun yanına götürmek üzere geldiğini söylemiş. Dr.Rzyl'.a göre, Josefka'nın trans halinde anlattıklarının, yani arkadaşının elbisesinin rengi, yırtılan eteği, motosikletli adam, yoldaki münakaşalar ve sonunda tecavüz ... hepsi doğruydu.
Bu deneyde Josefka, Ryzl'ın beklediği şekilde geleceğe bakmamış, adeta canlı yayındabulunmuştu. Kaçırma olayını 50 mil uzaktan anında görüp anlatımştı. Bütün bunlardan daha ilginci ise, Josefka'nın medyum olmayışıydı. Bu deneyden birkaç ay önce Dr. Ryzl ile tanıştıklarında, görünürde hiçbir ruhsal yeteneği de yoktu. Dr. Ryzl, onu kendi geliştirdiği bir metodla klervoyan olarak eğitmişti. Bu celse, hiç kuşkusuz güzel bir durugörü örneğiydi. Celse'ye ilişkin olarak Dr.' RyzI. " «Böyle bir deneyi bilimsel olarak tekrarlamak mümkün değil,' itiraz edenler çıkabilir ama olay gerçektir,» demiştir.
RyzI, kendisini en ünlü sosyalist parapsikolog olarak dünyaya tanıtmaya yetecek kadar bol miktarda durugörü olayının zabıtlarına sahiptir. Hepsi de dosyalanmış olarak muhafaza edilmektedir. Yayımlamış olduğu eserlerden bazılarında, Josefka ile ilgili olaylar da bulunmaktadır.
Resim
Resim
Pavel Ştepanek ve Güçlü Durugörü Yeteneği
Bir Çek medyumu olan Pavel Stepanek, çeşitli uluslardan, çok sayıda bilim adamı tarafından testlerden geçirilmiş ve kendisiyle en sıkı kontrol şartları altında deneyler yapılmıştır.
Amerika'nın önde gelen parapsikologlarından Dr. J.G. Pratt, «Pavel. Stepanek'in başarıları şimdiye kadar parapsikoloji tarihinde hemen hemen hiç kimse tarafından elde edilememiştir demektedir. Bir diğer parapsikolog, Hollandalı Dr. Jan BlomIse, «Hiç kuşkuşmuz yok ki, Stepemek'in testlerinin sonuçları, ESP'de kanıtlanmış belgeler arasındadır,» diyor. '
Pavel Stepanek, Çekoslovakya'da 'Medyum yetistiricisi' olarak tanınan, Dr. 'Milan Ryzl'ın öğrencisidir. Onu, Ryzl'ın laboratuvarına götüren, kendi merakı olmuştur. Daha sonra Ryzl, Stepanek'i özel kursuna aldı. önceleri Zener kartlarıyla basit çalışmalar yaptılar. Ancak Ryzl, Stepanek'in ESP yetenekleriyle diğer öğrencilerden farklı olduğunu anlamıştı. Stepanek gibi birisi, Ryzl'ın kolay kolay ele geçiremeyeceği bir medyomdu.
Onun, ipnoz altında durugörü yeteneğinin uyandırılması, diğer öğrencilere nazaran, daha çok zaman almıştı. Fakat Stepanek, ruhsal yeteneğini şuurlu kontrol altına almasını çabucak öğreniverdi ve bir aydan kısa bir zamanda, 'yeni deneyler yapabilecek duruma gelmiş bulunuyordu.
Bir 'defasında Dr. Ryzl, Pavel'i hipnotize etmemişti, hatta telkinde de bulunmamıştı. Stepanek, oturduğu yerden mühürlü zarflara parmak uçlarını dokundurdu, başını tavana doğru kaldırarak zarfların içindeki kartları tahmin etmeye çalıştı. Ryzl'ın farkedebildiği kadarıyla, Stepanek'in yaptığı şey, tahminden de ötedeydi. O, tamamen uyanık bulunduğu zaman bile, durugörü melekesi çalışan bir medyumdu. Bu deneyde şans ihtimali, 12.000'de bir idi.
Stepanek, bir ESP istatistikçisinin arayıp da bulamayacağı bir süje idi. Ryzl'ın rakam barajı batıdaki araştırmacıları şaşırtmıştı. Prag'a gelen ilk yabancı parapsikolog, Dr. J.G. Pratt olmuştu, Dr.Pratt, Stepanek ile kart çalışmaları yapmış ve «Başarıyı engelleyici şartlar altında bile, bu işin ehli olduğunu Pavel Stepanek ispatladı,» demiştir.
Daha sonra üç Alman bilim adamı, J.T. Brendregt, P.R. Barkeman ve J. Kappers de Prag'a geldiler. Dr. Ryzl, ünlü süjesini bu araştırmacılara da takdim etti ve Stepanek aynı başarısını onlara da gösterdi.
Bu çalışmalardan sonra Ryzl, Stepanek'in, bazı kartlarda, diğerlerine nazaran daha başarılı olduğunu fark etti. Alman araştırmacılar, eski testlerden kalma kartları yeni zarflara koyarak kullanmışlardı. Stepanek bu kartları diğerlerine nazaran daha doğru isabetle bilebilmişti. Dr, Ryzl, «Sanki kartlar üzerine birer ruhsal işaret koymuş gibi, bilinmeyen bir güç kendisine şu yada bu zarfı seçmesinde yardım ediyordu,» demektedir. Böyle belirli kartlara akort olmaya 'focusingefect' ismi verildi. Netherlanda Mass Seperation Laboratuvarı'ndan, Prof.J. Kistemaker ve Amsterdam Üniversitesi Fonotik Laboratuvarı'ndan Dr. J. Bloom, kartların yapıldığı malzemeyi analiz ettiler ve hepsinin aynı özellik*te olduğunu saptadılar. O sırada orada bulunan majisyen Fred Kaps'ın da fikri sorulduğunda, kendisinin hileler neticesinde başardığı marifetleriyle, Stepanek'in ortaya koydukları arasında çok fark bulunduğunu ifade etmiştir.
Stepanek, 'Başınızdan ruhsal bir tecrübe geçmiş miydi?' sorusuna şöyle yanıt vermiştir: «Başımdan ESP olarak nitelendirebileceğim bir tek olay geçmişti. Çocukluk yıllarımdaydı, bir sabah, değişik bir duyguyla uyandım. O gün acayip bir şeyler olacağına dair içimde bir sezgi vardı. Son derece tedirgin bir halde bulunuyordum. Anneme evin içinde daha fazla kalamayacagımı söyleyerek, çıkıp halamların evine gittim. Aniden, sirenler çalmaya ve uçak sesleri duyulmaya başladı. Prag'ın karşılaştığı ilk hava taaruzuydu bu. Bizim ev isabet almamıştı fakat kötü bir olayın olacağını daha' önceden anlamıştım.»
Stepanek, 1969 yılında Amerika'ya gitmiş ve çalışmalarına, 'daha önce Prag'a gelip, kendisiyle deneyler yapan Dr.' Pratt ile devam etmiştir. Pratt, StepanekIle olan çalışmalarında tamamen 'odak etkisi' üzerinde durmuştur. Stepanek'in bazı kartlara karşı ilgisinin daha fazla olduğunu, bununla da kalmayıp, belirli zarflarda (ambalajı nasıl olursa olsun) dikkatinin daha iyi çalıştığını fark etmişti. O zarflar kılıfların içine konulduğu halde, yine Stepanek'in seçiciliğinde bir fark olmadı.
Yeni bir keşif olan bu odak etkisi nedir? Ryzl'ın tahminine göre Stepanek sonradan klervoyan olarak ha tırlamak üzere, belirli kartlar üzerine, ruhsal işaretler bırakmaktadır. Dr.Pratt ise, odak etkısının, bilinmeyen' bir PSİ alanına ışık tutabileceğini tahmin etmektedir.
Odaklama etkisi, müphem ve karmaşık bir konu olmakla birlikte, bilim adamlarına bir şeyi ispatlar gibi görünmektedir, Stepanek'in ESP ile ilgili çalışmaları, son yirmi yıl içinde (1970'e kadar) ilk olarak yayımlandı. Araştırmacılar en sonunda: ESP, hürmete layık bir konu haline gelmiş midir, diye sormaya başlamışlardır. Durugörü ya da odaklama olsun, teori kumsuların çoğu için, Stepanek ayakta duran bir kanıttır.
Resim
Resim
Bretislav Kafka ve Durugörü Yeteneği
Bretislav Kafka, Çekoslovakya'nın en ünlü ruhsal araştırmacılarından biridir. Şimdi hayatta olmayan Kafka'nın çalışmaları, bugün birçok PSİ araştırmacısına önderlik etmektedir.
Bretislav Kafka, parapsikoloji çalışmalarını, Prag'ın birkaç mil dışında bulunan laboratuarında yapıyordu. Ruhsal yetenekli kişileri,deney yapmak üzere çağırır ve harçlıklarını da cebinden öderdi. Amacı bu hassas şahıslardaki ruhsal yetenekleri açığa çıkarmaktı.
Kafka hakkındaki raporlarıın 'Periskop' dergisinde yayınlayan Dr. Rejdak'a göre hipnotizmayla ileri bir PSi eğitiminden geçen süjeler, ruhsal denemelerde % 90 başarı. elde edecek kadar ilerleyebiliyorlardı.
Bir defasında Kafka, birçok hassas süje arasından 7 medyum seçmişti. Birçok deneyler yaptığı bu medyomlar, 19 Haziran 1925'de Çekoslovakya'nın Krasno ve Becva kasabalarında bulunuyorlardı. Aynı günlerde, Roald Amundsen'de Kuzey Kutbu'na yolculukta bulunuyordu. Kafka, medyumlarına o sırada kutupta neler olup bittiğini klervoyan olarak görmelerini söylemişti,
Medyomlar, «Kutupta berbat bir sis ve kuvvetli bir fırtına var. Gruptan hiç birisi daha ulaşamadılar. Havadan kutup noktasına ulaşılabilmesi için fırtına çok kuvvetli,» dediler. 20 Haziran'da Çekler'in aldığı bir habere göre Amundsen bir uçakla, kutba ulaşamadan geri dönmüştü.
( Duru Görü, Zaman Mekan Dışı Ruhsal Gözle Görüm - Bilim Araştırma Merkezi )
|