Alıntı:
Svg Nickli Üyeden Alıntı
Ben de yıllardır tek şey için dua ediyorum. Yaklaşık 5 aydır da gece gündüz namazla duayla zikirle surelerle yalvarıyorum. Artık öyle bir hale geldi ki "Allah'ım hangi günahım engelse onun cezasını ahirette çekmeye razıyım, yeter ki dileğimi ver" demeye başladım. İsteğim kötü bir şey değil. Zor duruma düştüm, yine de nasip etmiyor. Yalvarmamı günahlarımı affetmeye kullanma, karşılığını ahirete de bırakma diye dua ediyorum. Günahlarımdan dolayı beni sevmediğinden vermiyorsa, Allah sevmediklerine her şeyi verirmiş, bana da versin de bari bu dünyada rahat edeyim, kimseye yük olmayayım.
Son olarak da "Allah'ım istediğimi ver, ömrümce hayır işleyeyim, sana şükürle gelip secde edeyim, sevaplar kazanmak için elimden geleni yapayım. Vermeyeceksen ya da sevmediğim bir şeye mecbur bırakacaksan, kullarına yük edeceksen o zaman ben sana isyan ederim, günahkar olurum, belki kafir olurum. Benim için hayırsız bir hayat olur. Bu şekilde yaşamak istemem, böyle yapacaksan canımı al, beni yaşatma" diyorum.
Napayım? Para için kötü yollara mı sapayım? Memur olmayı hava atmak için istemiyorum ki. Bir ev kiralarken bile sorun oluyor işçi olmak. Tek yaşadığım için etrafımda kötü gözler istemiyorum. Genelleme yapmak istemem ama insanlar o kadar kötüler ki işçiye bakışları başka, memura bakışları başka. Ben kendimi korumak için memurluğu istiyorum, evimi geçindirmek için istiyorum, Allah yolunda harcayabilmek için istiyorum. İçkiye kumara harama asla tek kuruş vermem. Niyetim bu.
|
Değerli kardeşim duadan maksat, kulun kalben Allah’a yönelişi, kendi aczini ve eksikliğini hissedip O’nun lütuf ve inayetine ihtiyaç hissedişidir. Ancak bu hissiyat da esasen rıza ve teslimiyet haliyle izhar edilir. Bir rivayete göre Hz. İbrahim ateşe atılmadan evvel, Cebrail gelip, ‘’Bir isteğin var mı? İstekte bulun’’ demiş, İbrahim de ‘’Allah’ın halimi bilmesi benim O’ndan istekte bulunmama ihtiyaç bırakmaz’’ manasına gelecek şekilde ‘’hasbiyellah’’ diye karşılık vermiştir. (Gazali İhyau Ulumi’d-Din, 4.cilt sayfa 171, 244)
Bu rivayet her ne kadar menkıbe tarzında olsa da dua konusuna dair ihtiva ettiği mesaj en azından bizim için çok önemlidir. Dille duanın Allah’la irtibatı sağlamlaştırmak, dini-ahlaki bilinci canlı tutmak, manevi arınmayı artırmak, iç huzuru sağlamak gibi birçok işlevinin bulunduğu şüphesiz olmakla birlikte, Ehl-i Sünnet alimlerine göre gerçek dua rıza ve teslimiyet halinde fiili olarak edilen duadır. Daha açıkçası, İnsan (kul) Allah’tan bir istek ve dilekte bulunacaksa, evvel emirde bu isteğin gerçekleşmesine yönelik sebeplere tevessül babında azami gayretle fiili gayret sergilemeli ve bu süreçte Allah’tan inayet, Nusret ve tevfikini esirgememesi yönünde moral destek talep etmelidir. Bu anlamda dille dua ancak manevi destek ve motivasyondan ibarettir; gerçek dua ise her şeye rağmen rıza halinde fiili çaba göstermektir.