Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
Kim evliya ilan edecekti terbiyesizlik yapma gaybi bir bilgi ancak Allah (c.c.)’nin tasarrufuyla bilgisiyle ve müsaadesiyle olur demek istedim. Bu aktardığım bilgiler hepsi kaynaklarıyla hadis numaralarıyla [İbn Seyyad bir Yahudi çocuğu gaybden haber veriyor ve Hz. Peygamber (s.a.v), Hz. Ömer (r.a)’i de yanına alarak sahabeden başka kişilerle birlikte İbn Seyyad’ın ahvalini incelemek için gidiyorlar. Ona ne gördüğünü sorar. Adı İbn Sayyad olan bu oğlan ‘’!Yalan da , doğru söyleyen de bana geliyor ‘’Der. Hz. Peygamber (s.a.v.) . ‘’Aklımdan geçeni bil bakalım ‘’ deyince İbn Sayyad :’’Duhan/duman’’ der ve akıldan geçeni bilir. (Buhari, ‘’Enbiya’’, 50; Müslim, ‘’Fiten’’, 20 )
Muhammed İkbal bu olayı ‘’İslam tarihindeki ilk fizyolojik gözlem’’ diye tanımlar ve bunu en iyi şekilde İbn Haldun’un yorumladığını belirtir.
İbn Haldun’a göre kâhinlerin gayb aleminden bilgi almaları için cinlere ihtiyaçları yoktur. Göklerden haber almanın engellenmesi “cinler” içindir. Kahinler için böyle bir yasağın olmadığını savunur. Mütehayyile kâhinler için bir ayna görevi görür ve cüzi yata nüfuz eder. Ona göre kâhin daha yüksek gayb mertebelerine çıkmamak için seçili sözler söyleyip durur. (İbn Haldûn, Ebû Zeyd Veliyyüddîn Abdurrahmân b. Muhammed Mukaddime, I-III, çev. Zakir Kadiri Ugan, İstanbul, 1990, C. I, ss. 244-250)]Sen gaybın sadece gelecek ile ilgili olduğunu biliyorsun onu da tashih ettim. Sadece İbn Seyyad kahindir ama Mukaddimede İbn Haldun’un ifade ettiği gibi cinlerden bilgi almamaktadır demek istedim. İbn sayyad’ın musallatlı olduğuna dair bilgin kaynağın varsa aktar. Google ‘den okuyarak bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuşsun. Buyur kehanetle ilgili Mukaddime’den küçük bir resim. Zaten bugünkü İslam alimlerinin birçoğu Mukaddimeyi de baz alarak Durugörü hadisesinin cinlerle alakalı olmadığını 6. Hissin bir inkişafı olduğunu belirtmekteler.
|
Hz Peygamberin aklindan geçeni bildi yazmissin halbuki bilemedi. Nedenini anlattim. Daha sonra onu azarladi.. Kahinler gaybdan haber alabilmeleri için cinlere ihtiyaci yoktur diyorsun. Ve bu konularda uzman olmadigini tahmin ettigim birinden kaynak veriyorsun. Kahinler adi üstünde kahindir ve (kafir) cinlerle çalisirlar, kimisi cinlerin varligini anlamaz ve kendi sezgilerini kendilerinden zannederler halbuki öyle degildir. Kimiside cinlerin varligi bilir ve anlar.
Kâhinlerin yardımcıları şeytanlardır. Şeytanlar, gökyüzündeki meleklerin konuşmalarına kulak misafiri olur, aldıkları bilgileri kahinlere ulaştırırlardı. Kâhinler de bu bilgileri değişik kılık ve kalıplara sokarak insanlara aktarırlardı.
“Bu söz cinlerindir. Cin bilgiyi kapar da dostunun (kahinin) kulağına tavuğun gıdaklaması gibi gıdaklar. Bu şekilde ona yüz yalandan daha fazlasını karıştırır.” (Müslim, Selam 123)
“Kim bir Arrafa (bir nevi falcı, kâhin, gaybı bildiğini iddia eden kimseye) gidip (gerçekten ona inanarak / sözlerinin doğru olabileceklerine ihtimal vererek) bir şey sorsa kırk gece namazı kabul olmaz.” (Müslim, Selam, 125)
“Kim bir kâhine gidip söylediklerini (tamamen) tasdik etse, Muhammed (asm)’e indirilen (vahiy)den beri / uzak olmuş olur.” (Ebu Davud, Tıb, 21)
Dolayisiyla sezgi veya durugörü adi altinda seytanin varligi vardir. Ne kalp gözleri açiktir ne evliyadir nede ilmi ledün sahibidir.