“her veli veli olduğunu bilmek durumundadır” gibi umumî bir hükme varılmaz, fakat bazı velilerin veli olduklarını bilmeleri caiz olduğu gibi, bazılarının bunu bilmemeleri de caizdir. Veli olduğunu bilenlerin durumu, sadece kendilerine mahsus bir keramettir. Belli bir velideki kerametlerin tamamının bütün velilerde zuhur etmesi şart değildir. Hatta bir veliden dünya hayatında olduğu süre boyunca hiç keramet zuhur etmese dahi bu durum onun veliliğine halel getirmez. Oysa peygamberler açısından durum tam tersi istikamettedir. Onların mucize sahibi olmaları icap eder, çünkü Allah onları insanlara göndermiştir ve insanların da onların gerçek peygamber olduklarını bilmeleri gerekir. Bu ise ancak mucize ile mümkündür. Velî için bunun tersi durum söz konusudur, zira velinin veli olduğunu bilmesi mümkün olmakla beraber ne kendisi için ne de diğer insanlar için zorunludur. Nitekim aşere-i mübeşşere, yani cennetle müjdelenen sahabîler, Hz. Peygamber (s.a.v.)’den bu müjdeyi aldıklarında onu tasdik etmişlerdir.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|