Kıyam insanın uyanışıdır !
Kıyam, insanın uyanmasıdır, doğanın uyanması değil. Doğa zaten her gün uyanmaktadır. Uyanmak insan içindir.
Dünya kendi tekamülünde ilerlerken kıtaların yeri değişebilir. Değişirken magma yükselir. Sular basar. Kutup ekseni, açısı değişir, buzullar erir. Bunlar mümkündür ve hep olmuştur, doğal şeylerdir ama buradaki bu şoklar bizim kendimizi tanımamıza, uyanmamıza kâfi değildir. Yani bu şoklar bizi uyandırmaz. Onların fonksiyonu hedef belirleme hazırlığı, dikkatin hangi yöne yönlendirilmesi gerektiğini işaret etmektedir. O halde bizi uyandıracak şey başka bir şeydir.
Söz konusu olan insanî bir kıyamdı, jeolojik bir kıyam değil. İnsanî bir kıyam, şuurların uyanması meselesidir. Bu da ancak eğriyle doğruyu tam manası ile adilâne bir şekilde bizim önümüze koyabilecek ve anlatacak ve örnekleri ile gösterecek bilgiler kanalı ile olur.
Yeni Çağ, gelişim sürecinin karşı konulamaz bir gereği olarak, yeryüzünde mevcut tüm bilgilerin yenileneceği, tek bir esasa bağlanacağı bir çağdır. İnançların birbirini çelmediği, vicdanların özgürleştiği, insanların birbirlerini kardeş bildiği bu çağın ilk ışıkları yeryüzüne düşmüştür. Gözlerin kamaşmaması için kendimize dönmemiz tek çaredir.
İnsanı kurtaracak olan, bilimsel bilginin ışığında elde edilen veriler değildir. Önemli olan insanın kendini tanıması, kendi varlığına dönmesi problemidir. Gerekli olan, insanın kendi ruhunun gerçek sezgilerine, ona, ‘ben varım’ ya da ‘ben’ dedirten asıl duyguya dönmesidir.
İçinde bulunduğumuz devreye ‘Kıyamet Devresi’ denir. Ahir zaman (son zaman) ifadesi neden asırlardır kullanılmadı da, ancak belli bir asırdan sonra kullanılmaya başlanmıştır? Ahir zaman sözü Tevrat’ta ‘ölülerin dirileceği’ şekliyle, İncil’de ‘kıyamet’ olarak ve Kur’an’da da ‘kıyam’ olarak geçer. Bunların hepsi aynı manayı ifade eder. Demek ki kutsal kitapların hepsi insanları kıyamete hazırlayan kitaplardır.
Kıyam; doğrulmak, şuursal olarak yükselmek, bulunduğu realitenin üstüne çıkmak, bilgi ve anlayışını artırmak, bütün davranış ve değer yargılarını yeniden gözden geçirip harekete geçmek demektir. Bütün ruhsal ekollerin, dinlerin, felsefelerin ve meta-bilimin amacı aslında insanları kıyamete hazırlamaktır.
|