Alıntı:
Svg Nickli Üyeden Alıntı
Hocam Pir Zöhre Ana alevi. Oradaki görevliler onun aslında ölmediğini ve hâlâ yardım ettiğini söylemişlerdi. Nasıl desem Pir Sultan Abdal gibi, Yunus Emre gibi, Mevlana gibi olduğunu söylemişlerdi. Yani ölürlermiş sonra başka bedenle gelirlermiş, ölseler de yardım ederlermiş. İnanmadım. Mantıklı gelmedi.
Şimdi olsam gitmem, götürseler bile dilek dilemem. Onlar gibi asla dilek dilemem. O zaman misafirlerimizle gitmiştik. Misafirlerimizden hanım olan sünni, eşi alevi idi. Ben de gitmiş oldum. İlk defa bir cemevine gittim. Onlar götürmüştü. Oraya giden ziyaretçiler o şekilde dilek diliyorlarmış. Bana da ters gelmişti. Dediğiniz gibi böyle birinin yüzü suyu hürmetine istenmesi normal değil. Evliyalardan olduğunu hiç sanmıyorum. Mucizeleri var diyorlar. Ne diyeceğimi bilemedim. Evliyalarımızın türbelerine gittiğimde onların hürmetine Alalh'tan istiyordum. O gün ise hiç o hanımı karıştırmadan Allah'tan oradaki suyu yaratmasının hürmetine istemiştim.
|
Öldükten sonra diriltilmek konusu Şia’daki meşhur rec’at inancından kaynaklanmaktadır recat inancı şöyle bir muhtevaya sahiptir. Allah kıyametten önce bir grup ölü insanı diriltip yeniden dünyaya döndürecektir. Bu rec’at hadisesi Mehdi’nin zuhur ettiği dönemde gerçekleşecektir. Tekrar dünyaya döndürülen insanlar birbirine düşman iki gruptan oluşacaktır. Bir grupta iman ve salih amelde zirveye ulaşmış ve hayatta iken büyük günahlardan kaçınıp iyi hal üzere ölümle tanışmış insanlar yer alırken diğer grup hayat boyu sırf fesat peşinde koşmuş, Allah dostlarına olmadık eziyetler etmiş ve sayısız günah işlemiş zalimler güruhundan ibaret olacaktır.
Allah bu iki gruptan ilkini tekrar dünyaya döndürmekle yüceltecek yani vaktiyle kendilerine eziyet eden o zalimler güruhundan intikam almalarını sağlayacak ve böylece onların gönüllerine su serpecek, ayrıca onlara güç ve iktidar imkanı bahşedecektir. Daha sonra her iki grupta ölecek ve bu hal üzere kıyamet günü yeniden diriltilmeyi bekleyecektir. (Şeyh Müfid, Evailü’l-Makalat sayfa 89-90)
Erken dönemlerde Şii zümrelerin maruz kaldığı sıkıntılar dikkate alındığında rec’at inancını kendi tarihsel şartları içerisinde makul bir çerçeveye oturtmak ve bir insanlık durumu olarak okumak mümkündür; ancak bu inacı nasslarla temellendirmek, hele hele Kur’an’la ilişkilendirmek kesinlikle imkan dahilinde değildir.