Alıntı:
Suzann Nickli Üyeden Alıntı
34 yaşındayım. Bu yaşıma kadar hiç bir işim tamamlanmadı. Hep yarım kaldı. Nişanlandım evlenemedim. Üniversite mezunuyum atanamadım. Nasip gelir bulur ama kapı eşiğinden girmez. Artık yoruldum bu durumdan. Biri yardım edebilir mi lütfen 🙏
|
Şimdi buradan yola çıkarak sormak istiyorum, bir evliliğinin olmaması veya nişanlından ayrılman senin sevilemez biri olduğunu gösterir mi? Elbette bazı davranışların ya da beklentilerin bir ilişkiye uyum sağlamanı zorlaştırıyor olabilir, bunları fark edip kendini bu konuda geliştirebilirsin. Ama sadece evliliğinin olmaması ve şu anda yalnız olmanın senin kişisel değerinle direkt olarak bir bağlantısı yoktur. Belki de sadece seninle uyumlu olacak insan henüz sana denk gelmemiştir.
Zeyd b. Sâbit (ra) rivayetle Peygamber (sas) ona bir dua öğretmiş ve her gün ailesine onu okumasını emrederek şöyle buyurmuştur: ‘Sabaha çıktığın zaman, şöyle de: ‘Lebbeyk (buyur, emret) Allah’ım! Lebbeyk! Lebbeyk! Sa’deyk (emrine amadeyim)! Hayırların tümü senin elindedir. Bütün bunlar Sendendir, Seninledir ve Sanadır. Allah’ım! Konuştuğum her sözün, adadığım her adağın, ettiğim her yeminin önünde senin iraden vardır. Dilediğin olur; dilemediğin olmaz. Senin iznin olmadan ne kudret ne de güç olur. Şüphe yok ki, sen her şeye gücü yetensin. Kime dua ettimse, duam onadır; kime de lânet etmişsem lânetim de onadır. Dünya ve ahirette dostum Sensin. Beni Müslüman olarak öldür ve salih kulların arasına sok! Allah’ım! Senden, kadere rıza göstermemi, ölümden sonra sükûnet dolu bir hayatı, cemaline bakma lezzetini, zarar verenin zararına uğramadan ve yoldan saptıranların fitnesine kapılmadan arzu ve şevk ile sana kavuşmayı niyaz ederim. Allah’ım! Zulmetmekten, zulme uğramaktan, başkasının hakkını almaktan ve benim hakkımın alınmasından, helâk edici veya bağışlanmayacak günah işlemekten sana sığınırım. Ey göklerin ve yerin Yaratıcısı! Gayb ve şehadetin (görünen ve görünmeyenin) Âlimi! Ey celâl ve ikram sahibi! Bu dünya hayatında sana söz veriyorum. Şahit olarak seni gösterir ve şehadet ederim ki (şahit olarak sen yetersin), senden başka ilah yoktur. Sen birsin ve hiçbir ortağın yoktur. Mülk Senindir, hamd sana mahsustur. Sen her şeye kadirsin. Yine şehadet ederim ki, Muhammed Senin kulun ve Resul’ündür. Şehadet ederim ki, vadin haktır, sana kavuşmak, cennet gerçektir, cehennem haktır. Vaki olmasında şüphe olmayan kıyamet de kopacaktır. Kabirlerdekini sen dirilteceksin. Şehadet ediyorum ki, eğer beni nefsimle baş başa bırakırsan beni kaybolmaya, ayıp, günah ve hataya terk etmiş olursun. Rahmetinden başka hiçbir şeye güvenmiyorum. Günahlarımın hepsini affet, çünkü günahları ancak ve ancak sen bağışlayıp affedersin. Tevbemi de kabul et! Zira tevbe leri kabul eden Sensin. Esirgeyen de Sensin.”[ Müsned, beşinci cilt191; Hâkim, 190]