17.10.24, 10:42
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 25.08.24
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 93
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
Cin olarak adlandırılan varlıklar eskiden belli bir sınıra kadar uzay içerisinde dolaşabiliyorlardı. Bizim güneş sistemimizin içerisinde Venüs’e kadar, Merih’e kadar gitme durumları oluyordu. Fakat Hazreti Peygamber Efendimizin (s.a.v) yeryüzüne gelmesinden evvel fil olayından hemen sonra dünyamızın etrafındaki Kaf Dağı dediğimiz enerji tabakası kalınlaştırıldı yani oradaki enerji artırıldı. Bu yüzden bu enerji varlıklar da dünyamızdan gökyüzüne çıkamaz oldular. Buradan dahi anlaşılıyor ki bu tür enerji varlıkların yapısı bizim dünyamızı çevreleyen enerji yapısından daha zayıf bir vaziyettedir.
Buna karşı insan o çerçeveyi aşacak güce sahiptir. Rahman suresi 29, 30 ve 31’nci ayetlerinde bu hal vardır. ‘’Göklerin çerçevesi’’ diye bahsi geçen o çerçeve Kaf dağıdır, enerji tabakasıdır. ‘’Orayı geçebilirseniz, geçin ancak onun için size sultan güç lazımdır’’. Sultan güç, o süper güç insanın kendi öz varlığıdır. Orayı geçen ise insanın enerji varlığıdır. Halef halidir, nur bedenidir güç ve kudretleridir. Buradan da anlaşılıyor ki, cinlerin yani enerji yaratıkların varlıkları dahi o kadar zayıf ki insanların serbestçe geçtikleri yerden dahi geçemiyorlar.
Dünyanın etrafında da aktar-ı semavat vardır. Dünyanın etrafında bizi kozmik ışınlardan koruyan bir enerji tabakası vardır. Yer, güçlü bir manyetik alana ve bu alanın etkisi ile şekillenen önemli bir manyeytosfere sahiptir. Artık bilim de bunu ispatlamış vaziyettedir. Eskiden ehli tasavvuf o enerjiye bir mana veremediği için ona ‘’Kaf Dağı’’ diyordu. Her şeyi zahir anlayan insanlar dağı dağ diye anlayanlar yeryüzündeki dağları da Kaf Dağı diye aradılar. Ağrı Dağına da Everest Tepesine de Kaf Dağı dediler. Ayetteki ‘’dağ’’ dan maksat yükseklerde olan demektir. Dolayısıyla tarif edilen de Dünya’nın etrafındaki enerji tabakasıydı. Bu enerji tabakasını da normal bedenle geçmek mümkün değildir. Burayı geçmek içinde size süper bir güç gereklidir. Allahu Teala o süper gücü de kendi isim ve sıfatlarının güç ve kudretlerinden insana yerleştirmiştir.
Rahman Suresi’nin 33’üncü ayetinde Allahu Teala bize tavsiye etmiyor emrediyor: ‘’O çerçeveyi aşın, o bedenden artık çıkın. Oradaki aktarı yani sınırları parçalayın, kırın, geçin. Bunun için size benim ilahi kudretimden güç ve kudretler lazım. Onu da zaten size vermişim.’’ Diyor. Halef konumuna gelmiş bir insanda da muhakkak bunların geneli vardır, onlar o haldedirler.
(Merhum Cafer İskenderoğlu, Rahman İsm-i Azam Sırrı Enoch yayınları)
|
Akıllara aya gidiş ve dönüş sırasında astronotlar bedenleri ile nasıl cinlerin dahi aşamadığı enerji kalkanını aştığı gekiyir. Ya da uzay istasyonuna gidiş gelişte aynı şekilde bu kalkan aşılmıyor mu. Bizim Alper diye bir astronotta gitti geldi. Daş gibi adam geri döndü . Bu ayete bu mana verilirse yani beden ile çıkış mümkün değil denirse bunların açıklanması lazım. Teknik bir konu . Ancak genel hatları ile bakınca insanoğlu teknoloji geliştirerek çeşitli ekipmanlar ile kendini koruyarak bedenleri ile dünyadan çıkabilir . Bu güçte yine Sulatan güç olarak değerlendirilebilir bana kalırsa. Netice itibarı ile yerçekimi de bu enerji kalkani görünmez bir güç. Yüksekten serbest bırakılan hiçbir şey bu güce meydan okuyamaz. Ancak insanın halife makamında olması gereği ona verilen çeşitli istidatlar ile insanoğlu kolektif olarak binlerce senedir ortaya koyduğu bilim ve teknik imkanlarla yani çeşitli hava araçları yerçekimine karşı koymakta hatta insansız araçlar uzaktan kumanda ederek gökyüzünde insanın halifelik sancağını dalgalandırıyor. İşte insana verilen bu istidatlar imkanlar sultan güç denebilir. Hakeza denizde de ayni şekilde. Ve bilim ve tekniğin olduğu her alanda bu şekilde insana verilen bu Sultan güç sayesinde yeryüzünde hükümranlık sürüyor insan oğlu. Kısaca ben beden ile de uzayda radyasyondan koruyan ekipmanlar ile insanoğlu seyahat edebileceğini düşünüyorum. Cinlerin böyle teknik imkanları olmadığı için onlar çıkamayabilir. Ancak tabi belki de onların da alet edevat yapma becerileri vardır kimbilir. Kimbilir uçan kaçan havascılar bilir. Deyin bakalım yanınızdaki cinlere siz de teknik araçlar var mı. Araba uçak gibi
|