Alıntı:
Cahil2 Nickli Üyeden Alıntı
40 yaşından önce temiz bi niyetle allahı tanımak için ilim yollarında gitmek uygulamak sıkıntılımıdır
|
“Küçük yaşta ilim öğrenen kimsenin misali taş üzerine işlenen nakış gibidir. Büyük yaşta ilim öğrenen kimsenin misali ise su üzerine yazı yazan gibidir. “[Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs, 4/135 (6420)]
Küçük büyük, zengin fakir (demeden) herkesten ilim öğrenmelidir. Hali ve durumu kendisinden düşük olan kimseden ilim ve hayır öğrenmekten geri durmamalıdır. Çünkü hikmet müminin kayıp (yitik) malıdır. Nerede bulursa onu alır ve kaydeder. İlmi ancak, nasihat eden, kalbi temiz, kusurlardan kaçınan, din konusunda adaletli, soylu, yaşı büyük, sultanlarla/idarecilerle düşüp kalkmayan ve dini vazifelerine engel olacak şekilde dünya işlerine dalmayan bir alimden öğrenmelidir.[ Enes b. Malik’ten (r.a) rivayet edildğine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Alimler, dünyaya dalmadıkça, sultanlarla (sık sık) görüşmedikçe Peygamberlerin güvendiği kimselerdir. Dünyaya daldıkları ve sultanlarla görüştüklerinde onlardan kaçının, onları tek edin.” Muaz b. Cebel’den (r.a) rivayetle Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir alim dünyaya düşkün olduğu zaman, onunla oturmak cahilin cehlini, facirin azgınlığın arttırır ve mü’minin de kalbini bozar.” Abdullah b. Ömer (r.a) şöyle demiştir: Alim, dinde doktordur. Para ise onun hastalığıdır. Bir doktor hastalığı (parayı) kendisine çekerse başkasını nasıl tedavi edebilir? (Mefâtîhu’l-Cinân Şerhu Şir’ati’l-İslâm, 57.) ] İlim öğrenmek için en uzak beldelere doğru yolculuğa çıkmalıdır. Bir hadis öğrenmek için bile (gerekirse) yeryüzünün tamamını yürüyerek dolaşmalıdır