Alıntı:
Serasker Nickli Üyeden Alıntı
Cinni nasil yakalanir ve konustuturuz yani beni almak yani benim suretimle giriyor ama benim istediğim gibi değil kendi istediği şekilde konuşuyor yani benim suretimle konusup benim yapmadığım ve istemediğim şeyi yapıyor ve ben insanlar tarafından böyle biliniyorum
|
Mesela çoğul kişilikler denen bir olgu var zihin gücünün beden üzerindeki etkisini betimleyen başka bir durum da Çoğul kişiliklerdir. Çoğul kişilikli bir bireydeki alt kişiliklerin farklı beyin dalgalarına sahip olmalarının yanı sıra aralarında güçlü psikolojik farklılıklar da vardır. Çoğu kez her birinin kendine özgü el yazısı belirgin bir cinsiyeti kültürel yapısı zeka düzeyi mevcuttur. Bir kişinin içinde bulunduğu bir hastalık durumu çoğu kez diğer kişiliğinin ortaya çıkmasıyla bir anda yok olmaktadır. Kişilikten kişiliğe değişen şartlar arasında yaralar yanık izleri kistler ve solaklık-sağlakklık da vardır. Türkiye de çoğul kişilik parçalanması Dissosiyatif bozuklukları tedavi etmek zor zaten çünkü bu işlerden anlayan birikimli doktor sayısı az. Lakin sende cin tasallutu ile alakalı bir vaziyet yok . Durumun bu ister inan ister inanma Saklı düzenin damgasını taşıyan psikolojik olaylardan biri de çoğul kişilik barındırma bozukluğudur. İki ya da daha çok kişiliğin tek bir beden içinde barındığı garip bir sendromdur. Bu bozukluğun kurbanları da ‘’çoğul kişilikler’’ genellikle durumlarının farkında değildirler. Bedenlerinin denetiminin farklı kişilikler arasında gidip geldiğinin farkına varmazlar, bir tür bellek kaybı akıl karışıklığı ya da kendinden geçme dönemleri geçirdiklerini düşünürler. Çoğul kişiliklerden çoğu sekiz ile on üç arasında kişiliği barındırır, bununla birlikte süper çoğul kişilikli denilenleri yüzden fazla alt kişiliğe sahip olabilir.
Çoğul kişiliklerle ilgili en etkin istatistiklerden biri bunların yüzde 97’sinin çocukluklarında genellikle dehşet verici ruhsal ve fiziksel saldırı biçiminde ciddi bir sarsıntı geçirmiş olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum araştırmacılardan çoğunu çoğul kişilik sendromunun kişinin olağandışına ve can sıkıcı acılara uyum sağlama yolu olduğu sonucuna varmaya yöneltmiştir. Kişi birden fazla kişiliğe bölünerek bir şekilde acıyı dağıtmakta ve tek bir kişiliğin taşıyamayacağı şeyi çeşitli kişiliklere yaymaktadır.
Çoğul kişiliklerle ilgili başka bir olağandışı özellikte her bir bölünmüş kişiliğin farklı birer beyin dalgasına sahip olmasıdır. Bu şaşırtıcıdır, çünkü bu olayı inceleyen Ulusal Sağlık Enstitüsü psikiyatrlarından biri olan Frank Putnam’ın da işaret ettiği gibi normal olarak kişinin beyin dalgaları aşırı duygulanma durumlarında bile değişiklik göstermemektedir. Kişilikten kişiliğe değişen tek şey beyin dalgalarının biçimi değildir. Kan akış kalıpları kas gücü kalp atış hızı duruş biçimi hatta alerjiler bile bir kimseden diğerine büyük değişiklikler gösterir. Beyin dalgaları tek bir nöron ya da bir grup nöronla sınırlanmış olmadığı ve beynin küresel bir özelliği olduğu için bu durumda bir tür holografik sürecin işlediği akla geliyor. Çoğul imgeli bir hologramın düzinelerce bütün sahneyi depolaması ve yansıtması gibi belki beyin hologramı da aynı çokluktaki bütün kişilikleri depolayıp çağırabilmektedir. Başka bir deyişle bizim benlik dediğimiz şey de belki bir hologramdır ve çoğul kişilikli bir kimsenin beyni bir holografik benlikten diğerine sıçradığında slayt makinesinde olduğu gibi birbiri ardına gelen bu görüntüler beyin dalgaları etkinliğinde oluşan küresel değişikliklerde olduğu kadar genelde bedenin tümüne de yansıtılmaktadır.