Bir Müslüman uykusundan kalkarken sanki hesap vermek için kabirden kalkıyormuş gibi düşünmelidir. Zira uyuyan kimsenin durumu, ölünün durumu gibidir. Uykudan uyanmak ise öldükten sonra tekrar dirilmek gibidir. Dolayısıyla bunları düşünüp ibret almalıdır. Belki de Allah Teâlâ’nın yasaklarına dalmaktan bu sayede kurtulur. Geceyi ibadetle geçirmek isteyen bir kimsenin gündüz uyuması (kaylûle uykusu yapması) sünnettir.[ Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Gündüzün orucuna sahur yemeği ile, gecenin ibadetine de öğle uykusu (kaylûle) ile yardımcı olunuz!” (İbn-i Mâce, Kitâbu’s-Sıyâm, 1693)] Kaylûle uykusunun vakti, güneş zevale yaklaştığı zaman gündüzün yarısıdır. Uykunun altı türü vardır: Gaflet uykusu, şekâvet uykusu, ukûbet uykusu, kaylûle uykusu, ruhsat uykusu ve hasret uykusu… Resûlullah Efendimiz(sav) bu hususta şöyle buyurmuştur:“Uyku altı çeşittir. İlim meclislerinde uyuyan gaflet uykusundadır. Sabah namazı vaktinde uyuyan şekâvet uykusundadır. Namaz vaktinde uyuyan ukûbet, yani azap ve eziyet uykusundadır. Öğle namazından evvel kuşluk vaktinde uyuyan kaylûle uykusundadır. Yatsı namazını kılıp öyle uyuyan ruhsat uykusundadır. Cuma geceleri uyuyanlar ise hasret uykusundadır.”