“Mühür kimdeyse Süleyman odur!” Süleyman veziri Asaf’ı sever ve onun devlet görgüsüne ve ilmine büyük hürmet gösterirdi. Yakın dostu ve arkadaşı idi. Güvenirdi ona. Kalbinin sırlarını sadece ona açar, ona danışır, yüreğinde demlenen duygularını Asaf’a anlatırdı. Karar vereceği konularda onunla istişare etmeyi ihmal etmezdi. Süleyman istişarede hayır olduğunu bilirdi. Üzerinde ism-i azam yazılı mührünü yüzük şeklinde parmağında takılı tutardı. Orta çağ Yahudiliğine ait sihir ve büyü literatüründe Süleyman’ın yüzük olarak kullandığı mühür önemli bir yer tutar. Müslümanlar arasında ‘’Hatem-i Süleyman, Yahudi ve Hristiyanlarca ‘’Davud yıldızı’’ diye adlandırılır. Yıldız motifinin Süleyman’ın mührü ile (Hatam Şlomo) ilişkilendirilmesi pratik Kabalaya dayanır. Babil Talmud’undaki bir pasajda (Gittin 68, a-b), iyi ve kötü ruhları kontrol etmesi için Kral Süleyman’a verilen sihirli yüzük/mühür üzerinde Tanrı’nın en kutsal ismi kabul edilen YHVH isminin ki bu isim İslami gelenekteki ‘’İsm-i a’zam’’ (Allah’ın en büyük ve yüce ismi) işlenmiş olduğu anlatılır. [Seligsohn, ‘’Solomon, ‘’Seal of’’, JE, 11.448; Pala, ‘’Mühr-i Süleyman’’],İslami kaynaklara göre pirinç demir karışımı olan bu Mührünü, yani üzerinde ism-i azam yazılı yüzüğünü sadece en büyük karısı Cerrade’ye teslim ederdi. Taberi Tarihinde aktarılır kı ona muhteşem bir güç sağlayan bu yüzüğü şeytan (Asmodeus) Süleyman şekline kendini sokarak Cerrade’den yüzüğü alıyor ve Süleyman’ın yerini alıp hükmediyor. Efsanenin başka bir varyantına göre sihirli yüzük işlediği günahlar sebebiyle Süleyman’ın parmağından düşmüş, bu yüzden saltanat tahtını kaybetmiş; fakat veziri Asaf’ın tavsiyelerine uyunca bir süre sonra yüzüğü parmağına takabilmiştir.