Kur’an’da Allah’ın ‘’razık’’ ismi lafzi olarak ‘’(Allah) rızık verenlerin en hayırlısıdır’’ anlamına gelen {‘’hayru’r-razikin’’ [Maide suresi 114. Ayet, Hac suresi 58. Ayet, Mü’minun suresi 72. Ayet, Sebe suresi 39. Ayet]}şeklindeki bir terkip içinde zikredilmiştir. Bu terkip, ‘’Rızık verenler arasında Allah en iyisidir’’ veya ‘’diğer bütün rızık vericiler arasında en rızık veren, Allah’tır’’ gibi bir anlam ihtiva etmekten öte, tek gerçek rızık verenin Allah olduğunu belirtir. Bilhassa Mekki surelerdeki birçok ayette Allah’ın dilediği kimsenin rızkını bollaştırdığı, hatta dilediği kimseye hesapsız rızık verdiği, buna karşılık dilediği kimsenin rızkını da daralttığı bildirilir. (Bakara suresi 212. Ayet, Al-i İmran suresi 37. Ayet; Nur suresi 38. Ayet, Rad suresi 26. Ayet, İsra suresi 30. Ayet, Kasas Suresi 82. Ayet Ankebut suresi 62. Ayet, Rum suresi 37. Ayet, Zümer suresi 52. Ayet, Şura suresi 12. Ayet)
Ehl-i Sünnet alimlerinin hemen hepsi özellikle Hud suresi 6. Ayetteki وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا
(Yeryüzündeki her bir canlının rızkı Allah’a aittir) ifadesinden hareketle haram şeylerin de rızık muhtevasına girdiği fikrini benimsemiştir.
Rızık temininde haramlar ve helallere riayet meselesi ise ayrı bir konudur ve helal yolla kazanıp helal yolda harcamanın farziyetini tartışmaya bile hacet yoktur. Hülasa rızık konusunda haram ve helale riayet her bir müslüman için son derece önemli bir meseledir.; fakat Bakara suresi 172. Ayette sarahaten bildirildiği üzere rızka şükürle mukabele etmek de helal ve harama riayet kadar önemlidir.