Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Çok emek verilerek yürütülen sevginin son anda bitmesi
Tekil Mesaj gösterimi
  #5  
Alt 24.09.24, 19:48
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
☆Yusufiyeli Yusufiyeli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,285
Etiketlendiği Mesaj: 253 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Ok48 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Az önce okuduğum bir soruya istinaden yazmak istedim herkes bir sekilde sevdigi insanalardan ayrildiklari icin uzuntulerini paylasmislar bu doğal bir süreç diye bakiyorum olmayabilir basinda bitmistir bazisindada tam tersi oluyor son ana varinca bitiyor mesela benim hep düğünüme 1 ay vs kala bitiyor olmayacak terslikler tekabül ediyor aslinda sebeb bile değil cok guzel giden bir surec sacma bir nedenle son anda bitiyor tabiki onca emek hep ortada kaliyor bunun hükmü nedir cok merak ediyorum seversin olmaz nasip degidlir ama bircok emekle son anda bitmesi dusunduruyor insani kiymetli buyuklerimden tecrubelerini almak isterim herkese sevgiler saygilar
Rosenthal deneyini 1960’lı yıllarda Robert Rosenthal ve Lenore Jacobson, California’da 18 öğretmen ve 650 öğrenci üzerinde gerçekleştiriyorlar. Deneyin içeriği şöyle, deney ekibi birçok öğrenciye gizli bir şekilde IQ testi uyguluyor. Bu IQ testinin sonuçları ne öğrencilere ne de öğretmenlere açıklanıyor, sonuçları sadece deneyin uygulayıcıları biliyor. Test uygulanan çocuklardan ortalama sonuçlar alan 650 çocuk seçiliyor. Bu çocuklardan rastgele seçilen bir kısmının öğretmenlerine, çocukların üstün zekâlı oldukları söyleniyor, diğerlerinin öğretmenlerineyse hiçbir şey söylenmiyor. Öğretmenlere bu bilgi verildikten yaklaşık bir yıl sonra çocuklara tekrar bir test uygulanıyor. Tahmin edin ne oluyor? Üstün oldukları söylenen ama aslında diğerlerinden hiçbir farkı olmayan çocuklar bu son testte gerçekten de diğer çocuklardan çok daha iyi sonuçlar alıyorlar. Bu deneyin sonucunda öğrendiklerimiz, insanların gelişimine ve davranışlarına dair birçok açıdan önemli farkındalıklar kazandırıyor bize. Yolun başında birbirinden farkı olmayan çocuklar, ne oldu da yıl sonunda önemli derecede farklılaştı? İşte burada psikoloji biliminin bize söylediği şeyler şunlar: Burada bütün süreci ve sonucu belirleyen en kritik rol öğretmenlere verilen bilgi aslında. Öğretmenlerin bir kısmı, öğrencilerinin özel olduğuna dair bir bilgi alırken, diğer öğretmenlere bir şey söylenmiyor. Öğrencilerinin üstün zekâlı olduğunu zanneden öğretmenlerin davranışlarında önemli değişiklikler oluyor. Öğrencilerine daha fazla zaman ayırıyor, onlar bir konuyu anlamadıklarında tekrar tekrar anlatmaktan usanmıyorlar ve onlara birer dâhiymiş gibi davranıyorlar. Sınıfta biraz yaramazlık ve şamata çıkınca belki de içlerinden, “Bunlar zeki çocuklar, bu kadar hareketlilik normal,” deyip, kahvelerini yudumlarken şefkatle gülümsüyorlar. Peki, öğretmenlerine bir şey söylenmeyen diğer sınıflarda neler oluyor? Öğretmenler bıkkın, öğrencilerden soğumuş durumda. Çocuklar bir şeyi anlamadıklarında yeniden anlatmak zor geliyor, çünkü nasılsa tekrar anlattıklarında da anlamayacaklar; sınıftaki bir düzensizlikte aşırı tepki verebiliyor, “Zaten bunlar ileride bir yerlere gelmez, bari toplum düzenini öğrensinler,” diye sert ve empatiden uzak bir yaklaşım sergiliyorlar. Çocuklara ümitsizlikle yaklaştıkları için, onlara özel zaman ayırmıyorlar. Burada öğretmenler hepimizi temsil ediyor aslında. Hepimizin hem kendimize, hem de diğer insanlara dair ön kabulleri var ve ona göre davranıyoruz. İşin ilginç yönü şu, öğretmenler çocuklardan ne bekliyorsa, çocuklar mucizevi olmamakla birlikte öğretmenlerin beklentilerine göre performans gösteriyorlar. Bir ilişki düşünelim, eşlerden birisi her zaman diğerini kıskanıyor ya da haksız yere suçluyor. Bu suçlamanın içeriği her ne olursa olsun, karşı ilk başta öyle olmadığını anlatmaya çalışacaktır, belki jestler yapacaktır. Bu durum bir süre böyle devam edecektir. Ancak sonrasında karşı taraf her ne yaparsa yapsın partnerinin kendine yönelik inancını değiştiremediğini fark eder ve zaman içinde çabalamayı bırakır. Haliyle kendisini suçlayan partner haklı çıkar. “Ben zaten senin nasıl biri olduğunu biliyordum,” bile diyebilir. Peki, kişi başından beri böyle miydi yoksa her zaman ve adil olmayan şekilde suçlandığı için mi o insana dönüştü? Eşi tarafından ne olursa olsun kıskanılan ve aldatmayla suçlanan kişilerin günün birinde eşini aldattığına, sorumsuzlukla suçlananlarınsa tamamen umursamaz bir insana dönüştüklerine sıklıkla şahit olunmuştur.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147