Şeytanın varlığı insanların tabi olduğu imtihanın bir parçasıdır, olmazsa olmaz şartıdır. Çünkü imtihanın olumlu veya olumsuz yolunu takip etmek için insanın önemli bir rehberi olan aklına yardımcı olacak melek kuvvetine ihtiyaç olduğu gibi, hak yoldan çıkmaya meyyal olan nefsin heveslerine yardımcı olacak şeytanların varlığına da ihtiyaç vardır.
Bu sebepledir ki, insanlarda hem iyiliği telkin eden melek yuvası, hem kötülüğü telkin eden şeytan yuvası vardır. Bu fıtri telkin mekanizmaları da imtihanın bir parçasıdır. Bunları nasıl değerlendireceğimizi ise Peygamber Efendimiz (asm) açıklamıştır.
Hz. Peygamber (asm):
“İnsanoğlunda bir lümme-i şeytâniyye bir de lümme-i melekiyye vardır. Lümme-i şeytâniyyeden hakkın yalanlanması ve kötülüklerin yapılması; lümme-i melekiyyeden de hak ve hakikatin tasdik edilmesi ve güzel işlerin yapılması yolunda telkinler yapılır. Buna göre içinden hayır işlerine dair telkinler alan kimse, bunun Allah tarafından olduğunu bilsin ve O’na hamd etsin. Kötülük telkinine maruz kalan kimse de, kovulmuş şeytandan Allah’a sığınsın” diye buyurmuş ve ardından da “Şeytan size fakirliği telkin eder ve hayasızlığı emreder” (Bakara, 2/268) mealindeki ayeti okumuştur. (Tirmîzî, Tefsir, 3)
– Keza sahih bir rivayete göre, Peygamberimiz itikafta olduğu bir gecede hanımı Hz. Safiyye onu ziyaret etmiş ve dışarı çıkıp eve giderken Peygamberimiz de ona refakat etmişti. Dışarıda kendilerini gören iki kişi selam verip geçtiler. Fakat Hz. Peygamber onlara seslendi ve “Bu benim eşim Safiye’dir” diye buyurdu. Onlar “senin hakkında da mı şüpheye düşeriz” demek için “fesubhanellah!” dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu: “Muhakkak ki Şeytan insanoğlunun kanının dolaştığı yerde dolaşır. Ben onun içinize bir şey atmasından korktum” (Buhari, İtikaf, 11)
– Bu hadis’ten ve açıklamadan anlaşılıyor ki, şeytan ve şeytanın kabilesi olan cinler insanın kanının dolaştığı yerlerde dolaşabilir ve o yolla bazı vesveseler ve telkinler yapabilir ve insanların iç alemindeki bazı duygu ve düşüncelerini okuyabilir.
Şeytanın vesvesesinden tamamen kurtulmak insanlar için imkânsız gibidir. Çünkü, -yukarıda geçtiği üzere-kalbin sağ tarafında kişiye iyiliği, güzelliği ilham eden “kuvve-i melekiye” (melek yuvası) bulunduğu gibi, kalbin sol tarafında da kötülüğü, çirkin şeyleri telkin eden “lümme-i şeytaniye” (şeytan yuvası) bulunmaktadır.
.
__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir.
Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan
biri kadar aptal değildir.
|