Alıntı:
Muallim Naci Nickli Üyeden Alıntı
İsrail'in günümüzdeki teknik istihbarat para uluslararası ilişkiler ve birçok alandaki kabiliyetleri Bakara 47'de" sizi diğer kavimlerden üstün kıldık"mealindeki ayetin bir sonucu mu?.Bu üstünlük fitraten epigenetik ya da bir soy genetiği üstünlüğü müdür ? Çünkü son yapılan 3-4 bin çağrı cihazını patlatan bir istihbarat örgütüne sahib, böyle kabiliyetleri sergileyen bir milletin Bakara 47'de belirtilen o üstünlük ile sayıca az olmasına rağmen çevresinde zayıf halklara kan kusturdugunu düşünüyorum.
|
Kur’an’ın İsrailoğulları’nı alemlere üstün kılma (tafdil) ifadesi de bir anlamda ‘’seçilmiş’’ liğe işaret eder. Kaldı ki Duhan suresi 32. Ayetteki ‘’ وَلَقَدِ اخْتَرْنَاهُمْ عَلٰى عِلْمٍ عَلَى الْعَالَم۪ينَۚ’’ifadesi açıkça İsrailoğullar’nın seçilmiş bir kavim olduğuna delalet eder. FAKAT BURADA SÖZ KONUSU OLAN SEÇİLMİŞLİK İSRAİLOĞULLARI KAVMİNİN MUTLAK SABİT VE EBEDİ BİR VASFI DEĞİLDİR. Zira Bakara suresi 40 ve 47. Ayetlerde ‘’nimet bahşetme’’ ve ‘’üstün kılma’’ fiilleri peşpeşe zikredilir ve dolayısıyla üstünlüğün ilahi i’nam ve ihsanla irtibatlı olduğuna dikkat çekilir. Ayrıca bu iki ayette ‘’in’amda bulunma’’ fiilinin ‘’üstün kılma(tafdil) fiilinden önce gelmesi, tafdilin i’namdan kaynaklandığını gösterir. Buna göre söz konusu ayetlerde kastedilen mana ‘’SİZE YÖNELİK NİMETLERİMİ VE BÖYLECE SİZİ ALEMLERE ÜSTÜN KILDIĞIMI HATIRLAYIN’’ şeklinde formüle edilebilir.
İsrailoğullarının üstün kılınmasının mahiyetini anlayabilmek için onlara hangi konuda ve hangi keyfiyette nimet bahşedildiğinin bilinmesi önemlidir. Bu husus Casiye suresi 16. Ayette ‘’Andolsun ki biz İsrailoğulları’na kitap, hüküm ve peygamberlik verdik. Onları güzel rızıklarla rızıklandırdık ve alemlere üstün kıldık’’ şeklinde ifade edilir. Ayetteki ifade ‘’kitap, hüküm/hükümranlık, peygamberlik vermek ve güzel rızıklarla rızıklandırmak suretiyle alemlere üstün kıldığımız İsrailoğulları’’ şeklinde de anlaşılabilir. Birçok müfessir tarafından belirtildiği üzere İsrailoğulları uzun tarihi süreçte sayısız mucize ve hükümranlıkla desteklenmiş olmalarının yanı sıra içlerinden birçok peygamber gönderilmesi ve vahiyler indirilmesi hasebiyle bir anlamda ayrıcalıklı konuma sahip olmuştur.
Bu noktada cevaplandırılması gereken kritik soru şudur: Nübüvvet vahiy, mucize gibi birçok nimetle bağlantılı olarak üstün kılma vasfı niçin başka bir kavme değil de İsrailoğullarına has kılınmış ve bunun karşılığında tevhid inancına bağlılık ve taat üzere yaşamak üzere kendilerinden kesin söz (misak) alınmıştır? Kur’an’dan ve Tevrat’tan anlaşıldığı kadarıyla İsrailoğullarının bu bağlamda seçilmiş kavim olmasının arka planındaki sebeplerden biri, Hz. İbrahim’in davet ve tebliğde bulunduğu dini geleneğe mensubiyetle, diğer bir sebep ise Hz. Musa dönemindeki İsrailoğulları’nın içinde bulundukları dönem ve durumla alakalıdır. Başka bir ifadeyle seçilmişlik meselesi İsrailoğulları’nın bir yandan tevhid inancını davet ve tebliğ misyonuyla özdeşleşen Hz. İbrahim’in soyundan gelmeleri ve dolayısıyla onun tebliğ ettiği mesajın taşıyıcılığına en uygun aday olmaları diğer yandan da Firavun döneminde ezilmiş durumda olmalarıdır. ANCAK HZ. MUSA DÖNEMİNDE BUZAĞIYA TAPMA HADİSESİYLE BAŞLAYAN İSYAN TAVRI ZAMAN İÇERİSİNDE ADETA KARAKTERE DÖNÜŞÜP BİRÇOK KEZ AHDİ BOZMAK PEYGAMBERLERİ YALANLAMAK VE KİMİ PEYGAMBERLERİN CANLARINA KIYMAK GİBİ BÜYÜK CÜRÜMLER YÜZÜNDEN SEÇKİNLİK VE ÜSTÜNLÜK VASFI ORTADAN KALKMIŞ BUNUN DA ÖTESİNDE İSRAİLOĞULLARI TARİHİN FARKLI DÖNEMLERİNDE İLAHİ GAZAP VE LANETE UĞRAMIŞTIR. Hülasa İsrailoğulları kendilerine bahşedilen sayısız nimete nankörlükle mukabelede bulununca nimet-külfet dengesine göre seçilmişliğin yerini gazap ve lanet almıştır.