Alıntı:
havasyolcusu Nickli Üyeden Alıntı
Aklımızdan Geçenlerden Sorumlu Tutulur muyuz ?
|
Kardeşim güzel örnek verdi lakin katkıda bulunmam gerekirse Bakara 284. Ayetle alakalı ayetin bu kısmı hakkında farklı görüşler belirtilmiştir. Hasan-ı Basrî bu, zihne kendiliğinden gelen değil, kalbin azmettiği şeydir, biçiminde yorumlamıştır[Begavî, Maâlimü’t-tenzîl, birinci cilt sayfa 272]. Hz. Peygamber’in bir hadisi de bu anlama gelmektedir[Ebû Hureyre’den rivâyet edildiğine göre Resûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Güzel bir davranışı düşünüp de fiilen yerine getirmeyen kimse bir sevap, güzel davranışı düşünüp de yerine getiren kimseye ise ondan yedi yüz katma kadar sevap yazılır. Buna mukabil kötü bir davranışı düşünüp de işlemeyen kimseye herhangi bir şey yazılmaz. Şayet işlerse kayda geçilir” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 234; Buhârî, “Rikāk”, 31; Müslim, “İman”, 201-208).]. Ayetin kuruluşunda takdim ve tehir bulunma ihtimali ve ‘ev’ (او) edatının vav (و) yerine kullanılması da söz konusudur, yani içinizdeki duygu ve düşünceleri gizleyip ardından açıklarsanız Allah sizi bundan dolayı hesaba çeker[Kişinin içinden geçen duygu ve düşüncesine fiil veya söz eklendiği takdirde hesaba çekilir” (Semerkandî, Şerhu’t-Te’vîlât,)]. Diğer bir ihtimal de şöyledir: İçinizdeki duygu ve düşünceleri açıklasanız da gizleseniz de, sadece zihinde doğması ve içten söylenmesi ile yetinmeyip ona azmeder ve inanç çerçevesinde karar verirseniz… tıpkı, “Güzel bir davranış düşünene şu kadar sevap, kötü bir davranış düşünene şu şu verilir”[ Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 234; Buhârî, “Rikāk”, 31; Müslim, “İman”, 201-208).] tarzında rivâyet edilen daha önce zikrettiğim hadiste olduğu gibi. Tasvir edilen bu durum zihinde doğan veya içte söylenen seviyede olmayıp azim ve kararlılık konumundadır. Şu âyet-i kerîmede olduğu gibi, “Andolsun ki kadın ona meyletti, [eğer Rabb’inin işaret ve ikazını görmeseydi] o da kadına meyletmişti”[Yusuf suresi 24. ayet] mealindeki beyanda olduğu gibi, Kadın (Züleyha) ona (Yusuf’a) kararlı bir şekilde meyletmiş, onun içinde ise kadına meyletme düşüncesi iradesiz bir şekilde doğmuştu. Kişi kalbinde doğan ve içinin söylediği şeylerden ötürü değil, kararlılık ve kesin bir inançla azmettiği hususlar sebebiyle sorguya çekilir. Nihaî gerçeği bilen Allah’tır.