Alıntı:
Berceste Nickli Üyeden Alıntı
Hayırlı günler. bunlar kemik sağlığına iyi geliyormuş. Duyan tecrübe eden var mı aramızda?
Teşekkür ederim
|
Naneyağı taşıyan kremlerin, haricen ağrıyan yere sürülmesi, artrit ve diğer kas ve kemik rahatsızlıklarında ağrının hafifletilmesi için yararlı olmaktadır. Burada hem ağrı uyarısını hafifleterek, hem de lokal olarak kan akımının hızlanması suretiyle ağrı hissinin dağılmasını sağlamaktadır. Naneyağının koklanması, bilhassa migren tipi ağrıların ve tansiyona bağlı baş ağrılarının hafifletilmesinde de etkili olabilmekte, ağrı kesici ilaç gereksinimi azaltılabilmektedir. Bu tip ağrılarda koklamanın yanı sıra alın ve şakakların naneyağı ile ovulması da daha iyi bir etki sağlayabilmektedir. Özellikle naneyağı koklanması suretiyle, ameliyat sonrası bulantıların hafifletilebildiği, bu hastalarda kullanılan kusmayı önleyici ilaçların miktarında azalma sağlanabildiği bildirilmektedir. Naneyağı uygulanmasında bir hususu hatırlatmakta yarar görüyorum. Naneyağının fazla miktarda ve çok sık kullanılması özellikle hassas cilt yapısına sahip kişilerde cilt ve mukoza üzerinde tahrişe yol açabilir.
Aspir (Latince bilimsel adı ile Carthamus tinctoria) ya da çiçekleri katıştırma amacı ile safran yerine satıldığı için “yalancı safran” olarak bilinen ve eskiden beri bazı yörelerimizde yetiştirilen bir bitki. Çiçekleri ülkemizde bazı bölgelerde sarı boya olarak kullanılmakta, Gaziantep’te ise “orman” isimli bir yemeğe renk vermek amacıyla katılmaktadır. Meyveleri papağan yemi olarak satılmaktadır. Çiçekleri, beş dakika kaynatılarak çay halinde içildiğinde öksürüklerde yararlı olmaktadır.Bitkinin tohumlarında, yüzde 30-40 civarında doymamışlık bakımından zengin bir yağ bulunur. Yağın bileşiminde yüksek doymamışlığa sahip “linoleik asit” oranı yüzde 70-90 kadardır. Bu nedenle sağlıklı bir yağ olarak yemeklerde kullanılması önerilmekte ve ülkemizde son dönemlerde farklı bölgelerde tarımı ve kullanımı desteklenmektedir.Tohumlarının yüzyıllardır Çin, Kore, Japonya, Tayland gibi Uzakdoğu ülkelerinde yangılı hastalıklar (romatizma, kronik böbrek iltihabı), kalp ve damar hastalıkları (damar tıkanması, yüksek lipit ve kolesterol) ile osteoporoz ve kemik erimesi gibi dejeneratif hastalıkların tedavisinde kullanıldığı bildirilmektedir. Son yıllarda aspir bitkisinin tohumları ve çiçeklerinin, bilhassa kolesterol ve kemik erimesi üzerindeki etkilerini ortaya koyan çalışmaların sayısında artış dikkati çekiyor.Yeni yayınlanan bir çalışmada, aspir çiçeklerinin Tayland’da halk arasında çay halinde kolesterolün düşürülmesinde ve damar tıkanıklıklarının önlenmesinde kulllanıldığı bilgisinden hareketle, bu etkisini ispatlamak için yürütülen bir deneysel çalışmanın bulguları sunuluyor. Yüksek kolesterol içeriğine sahip bir program ile beslenen sıçanlardan bir gruba 2 hafta, diğer gruba ise 4 hafta boyunca bitkinin çiçeklerinden hazırlanan özütler verilmiş. Bu süreç içerisinde hayvanların vücut ağırlıkları, yedikleri gıda miktarı, plazma kolesterol seviyeleri izlenmiş. Deney sonucunda hem 2 hafta, hem de 4 hafta aspir özütü verilen gruplarda total kolesterol seviyesinde belirgin bir düşme, iyi huylu kolesterol (HDL) seviyesinde ise bariz bir artış gözlenmiş. Kolesterol düşürücü etkisinin bu amaçla kullanılan ilaçlar (atorvastatin) kadar kuvvetli olması dikkat çekici! Bir başka çalışmada ise, aynı şekilde tohum özütünün kuvvetli antioksidan etkisine bağlı olarak düşük yoğunluklu kolesterolün (LDL) oksitlenmesini engellediği ve dolayısıyla kalp krizi riskinin azaltılmasında yararlı olduğu deneysel olarak ortaya konulmuş.
ÖNERİLER / UYARILAR:Aspir çayı nasıl hazırlanır? Taze kaynatılmış sıcak su ilave edilerek demlenir. Eğer öksürük için kullanılacaksa, aspir çiçekleri üzerine soğuk su konulup ateş üzerinde kaynayıncaya kadar ısıtılır, su kaynadıktan sonra 5 dakika daha kısık ateşte kaynatılıp içilir. Yoğunluğu istenen lezzete göre yüzde 2-5 arasında değişebilir.
Hangi sıklıkta ve ne miktarda kullanılmalı? Günde 4 defa yemeklerden yarım saat önce aç karnına içilmelidir.