Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bir insana teveccüh buyurdu mu, o insanın maddî-mânevî ne hastalığı varsa şifâ bulur, ne derdi varsa kaybolur giderdi. Onun yönelişi şifâ demekti, nazarı şifâ demekti, sözleri şifâ demekti, ilgisi şifâ demekti, gülümseyişi şifâ demekti. Onun getirdiği Kur’ân da şifâ hükmündedir.
* Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Ebû Katâde’nin genç kalması için şöyle duâ lütfetti:
“Efleha’llahü vecheke Allahümme bârik lehû fî şa’rihî ve beşerihî”
(Allah yüzünün güzelliğini arttırsın. Allah’ım saçını ve vücudunu kendisi için mübârek kıl.)
Ebû Katâde (ra) bu duânın bereketiyle yetmiş yaşında vefât ettiği zaman on beş yaşında bir genç gibi gösteriyordu.