Kur’an-ı Kerim’de doğrudan intiharı yasaklayan bir ayet yoktur. Bununla birlikte Müslüman kültürde öldürmeyi yasaklayan ayetlerin kapsamına intihar konusu dahil edilmiştir. Örneğin İsra suresi 38. Ayet ‘’ Haklı bir neden olmaksızın Allah'ın haram kıldığı bir kimseyi öldürmeyin. Kim mazlum olarak öldürülürse onun velisine yetki vermişizdir; o da öldürmede ölçüyü aşmasın. Çünkü o, gerçekten yardım görmüştür.’’ Ayeti bunlardan biridir. Buradaki Allah’ın yarattığı canın öldürülmesi kapsamına kişinin başkasını öldürmesi girdiği gibi kendini öldürmesi de girmektedir.
İntiharın Kur’an’da yasak olduğuna delil gösterilen diğer ayet de şudur: ‘’Ey iman edenler mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helak etmeyin, şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir. Kim haddi aşarak ve zulmederek bunu yaparsa onu cehennem ateşine atacağız.’’(Nisa suresi 29 ve 30. Ayetler) bu ayetteki helak etmek fiili insanın kendine zulmetmesi zarar vermesi veya kendisini öldürmesi şeklinde yorumlanmaktadır. Buradaki emir, hayat hakkının korunması ilkesi nede güçlü vurgu yapmaktadır. Çünkü İslam inancına göre hiçbir hayat arasında üstünlük veya fark yoktur. İslam’ın bu anlayışından hareketle birinin canına kıyan, kendi canına da kıymış olmaktadır. Bu ayetten hem doğrudan hem aşırı perhiz uygulamalarıyla dolaylı olarak kendini öldürmenin haram olduğu anlamını çıkaranlar da vardır.
Müslüman din bilginlerine göre Kur’an’da geçen ‘’İnsanı dirilten ve öldüren O’dur’’ (Necm suresi 44. Ayet ve Hicr Suresi 23. Ayet) ayeti insanların kendi ve başkalarının canına kıyma hakkının olmadığını ortaya koymaktadır. Din adamlarına göre Kur’an-ı Kerim, ‘’Kendi kendinizi tehlikeye atmayın’’ (Bakara suresi 195. Ayet) diyerek gerek doğrudan gerekse çeşitli bedensel ve psikolojik uygulamalarla kişinin yaşamını riske atmasını veya bu yollarla kendini öldürmesini doğru bulmamıştır. Ayrıca İslam’da nefsin korunması insanın Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirebilmesi noktasında önemli bir yükümlülük olarak kabul edilmiştir. Bu doğrultuda İslam geleneğinde her insanın kişisel özgürlüğüne ve hayatına saygı göstermek, önemli bir yükümlülük olarak kabul edilmiştir. İslam’a göre değerli olan insan hayatı, ona Allah’ın bir vergisidir. Kişi onu iyi korumazsa emanete ihanet etmiş sayılır. Bu çerçevede Müslüman kültüründe başkasını öldürmek, kendini öldürmek gibi ifade edilmiş ve yapılan bu eylem cinayet olarak görülmüştür. (Hüsamettin Erdem, Dini Ahlaki ve İlahi Dinlerden, Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıktaki Bazı Ahlaki Meselelere Mukayeseli Bir Yaklaşım, SÜİF Dergisi 1990 sayfa 225-254)
İslam Peygamberi Hz. Muhammed de intiharı yasaklamıştır. O, Kur’an-ı Kerim’deki ‘’öldürme yasağı’’ ile alakalı ayetlerden hareketle intiharı bir suç olarak görmüş ve onu affedilmeyen bir günah olarak nitelendirmiştir. Hadislere göre günah olmasına rağmen insanın kendini öldürmesinin temel nedeni, onun kendi bedeni üzerinde sonsuz bir hakka sahip olduğunu düşünmesidir. Oysa İslam inancına göre insan, bedeni üzerinde tasarruf hakkına sahip değildir. İslam açısından insana verilen beden, diğer sematik dinlerde olduğu gibi ona Allah tarafından verilmiş bir emanet olarak telakki edilir. Bu yüzden İslam’da kişinin bedenine zarar vermesine izin verilmez. Aksine onu daha çok koruması tavsiye edilir. Ayrıca İslam Müslümanların Allah’a karşı vazifesini yerine getirebilmesi için onların beden ve ruh bakımından sağlıklı ve güçlü olmasını ister. Bu yüzden Hz. Muhammed, insanın nefsine zulmedercesine kişinin bedenini yoracak aşırı amellerden kaçınmasını istemiştir. O, Abdullah İbn Amr adlı bir sahabeye her gün oruç tuttuğu için gözlerinin zayıflayıp göz çukurlarının içine çökeceğini ve nefsinin de çok yorulacağını söyleyerek devamlı oruç tutmasını yasaklamıştır. (Buhari, Savm 57; Müslim, Sıyam 186)
Kendini öldürmeyle ilgili olarak Hayber savaşında yaşanan bir olay ve Hz. Muhammed’in buna tepkisi İslam’da intiharın kesin olarak yasaklandığına delil kabul edilir. Ebu Hureyre bu olayı şöyle nakleder:
‘’Resulullah ile birlikte Hayber gazvesinde hazır bulunduk. Müslüman olduğunu söyleyen bir adam için Efendimiz, bu ateş ehlindendi, dedi. O kişi savaş başlayınca çok şiddetli şekilde mücadele etti ve yaralandı Ashaptan bazıları peygambere az önce ateş ehlinden dediğiniz kimse çok şiddetli şekilde kahramanca savaştı ve öldü dediler. Hz. Muhammed onlara cehenneme gitmiştir cevabını verdi. Bunun üzerine Müslümanlardan bazıları peygambere o asker henüz ölmemiş fakat ağır şekilde yaralanmış dediler. Nitekim gece olunca adam yaraya dayanamadığı için kılıcının keskin tarafını alıp üzerine yüklendi ve böylece intihar etti. Durum Hz. Muhammed’e bildirilince o şöyle söyledi: Şehadet ederim ki ben Allah’ın kulu ve Resulüyüm biliniz ki cennete sadece Müslüman nefisler girecek fakat Allah bu dini facir bir kimse ilede güçlendirir.’’ (Buhari Cihad 182)
İntiharın kötü ve uzak durulması gereken eylem olduğu bir Kutsi hadiste ise şöyle dile getirilmiştir: ‘’Kulum kendini öldürmeye kastetmekle benim kaderime öç almaya kalkıştı. Ona cennetimi yasak ettim.’’ (Buhari Enbiya 50) İslam geleneğine göre intihar edenler ahirette misliyle cezalandırılmakla kalmaz ayrıca bu dünyada onların cenaze namazı da kılınmaz. Konuyla ilgili olarak Hz. Muhammed kendisine intihar eden birisinin haberi verildiğinde, ben o kişinin üzerine namaz kılmıyorum şeklinde cevap vermiştir. (Ebu Davud Cenaiz 51) Bu ve buna benzer birçok hadiste peygamberimiz kesin bir dille intiharın Müslümana yakışmadığını ve bunun cezasının büyük olduğunu dile getirmiştir.
İslam dininin temel kaynakları Kur’an-ı Kerim ve Hadisler dışında Müslüman din adamları da tarihsel süreçte bu konudaki görüşlerini ifade etmiştir. Fakihler, intihar edenin büyük günah işlediğini fakat dinden çıkmayacağını söylemiştir. İntihar edenin cenazesinin diğer cenazeler gibi yıkanacağı ve Müslüman mezarlığına gömüleceği hususunda ittifak vardır. Fakat kendini öldüren kişinin cenaze namazının kılınıp kılınmayacağı meselesi tartışmalara konu olmuştur. İslam alimlerinden Evzai intihar edenin cenaze namazını kılmaya cevaz vermemiştir. Ebu Hanife intihar edenin cenaze namazının kılınabileceğini söylerken Ebu Yusuf kılınamayacağını söylemiştir. İbn Teymiyye ise bir insanın kendisini öldürmesi caiz olmamakla birlikte böyle bir kimsenin cenaze namazının kılınabileceğini söylemiştir.
(Hayati Hökelekli, ölüm, ölüm ötesi psikolojisi ve Din Dem yayınları İstanbul 2008 sayfa 352)
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|