‘‘Şüphesiz ki Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; bundan başkasını, (diğer günahları) dilediği (layık olan) kimse için bağışlar Allah’a ortak koşan kimse, elbette uzak bir sapkınlığa düşmüş (demek)tir.’’ (Nisa suresi 116. Ayet) buyurmaktadır. Görüldüğü gibi bu ayette sadece şirk büyük günah olarak görülmüştür.. fakat Cemel vakası ve Sıffın savaşı gibi olaylarda müminlerin birbirleri ile savaşmaları ve bunun sonucunda öldüren ile öldürülenin ahirette durumunun ne olacağı gibi durumlar üzerinde büyük tartışmalar meydana gelmiş, bu münakaşalar büyük günahın bir mi birden fazla mı olduğu tartışmasını gündeme getirmiş böylelikle İslam tarihinde büyük günah meselesi ortaya çıkmıştır. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah ‘’Şüphesiz ki Allah şirk dışında bütün günahları affeder’’ (Nisa suresi 116. Ayet) ayeti ile bir tane olduğuna imada bulunurken bir başka ayette ‘’Yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız (küçükleri) de örteriz.’’ (Nisa suresi 31. Ayet) ifadesiyle de günahın sayısının birden fazla olduğuna işaret etmiştir.
Seb’a’l-mübigat hadisine dayanarak büyük günahın yedi ile sınırlı olup olmadığı sorulan İbn Abbas, bunların yediden fazla yetmişe yakın olduğunu belirtmiştir. Bundan dolayı hadislerde ifade edilen büyük günahlar Alauddin et-Türkistani İsmail Hakkı Bursevi ve Hafız ez-Zehebi tarafından cem ve tasnif edilerek yediden fazla ya da yetmiş dolaylarında olduğu söylenmiş ve onlar görüşlerini İbn Abbas’a dayandırmışlardır. Hafız ez-Zehebi eserinde şirkten başlayarak günah sayısını yetmişe tamamlamıştır. (Hazfız ez-Zehebi Kitabü’l-Kebair, Daru2t-Türas, Medine 1986) İbn Hacer el-Heytemi de değişik başlıklar altında dörtyüz altmış yedi büyük günah saymıştır. (Heytemi ez-Zevacir an İktraf’il-Kebair, (tercüme Ahmet Serdaroğlu-Lütfi Şentürk Kayıhan yayınları İstanbul 1986 sayfa 2-10)
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|