21.07.24, 21:24
|
Gayretli üye
|
|
Üyelik tarihi: 13.03.24
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 658
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
Hatıraların uyanışı (reveil de souvenirs) önceden görmüşlük duygusu sanki görmüşlük olarak da isimlendirilen ve insanın karşılaştığı bir şeyi, yer veya şehri daha önceden gördüğü hissine kapılması olarak özetleyebileceğimiz bu görüşe göre, bu durum reenkarnasyondan kaynaklanmaktadır. Yani insanın daha önce hiç gitmediği bir şehre veya köye gittiğinde, orayı daha önce görmüş gibi hissetmesinin altında önceki hayatında o bölgede yaşamış olması veya oraları görüp gezmiş olması yatmaktadır. Bu görüşü savunanlar bu konuda pek çok örnek anlatarak iddialarını güçlendirmeye çalışmaktadırlar.
Bu sakat görüşe karşı bu durum pek çok şeyden kaynaklanabilir. Mesela insanın görüpte sonradan unuttuğu rüyalar daha sonra gerçek hayatta karşısına çıkınca böyle bir hisse kapılabilir. Hatta o insan kendisini biraz zorlasa daha önce görmüştüm zannına kapıldığı şeyin aslında rüyada gördüğü şeyler olduğunu hatırlayabilir. Guenon da bu ihtimal üzerinde durmakta ve haberci (premonitoires) olarak adlandırılan bu rüyaların çokça yaşandığını söylemektedir. (Rene Guenon Ruhçu Yanılgı iz yayıncılık İstanbul 1996 sayfa 214)
Kitaplarda bir yer veya bölge hakkında anlatılanlar tafsilatlı tasvirler de hayal dünyasında bir şekil oluşturur ve bunlar hafızamıza kaydedilir. Daha sonra o bölgelere gidince zihindeki bu hatıraların canlanmasıyla böyle bir hisse kapılabiliriz. Çağrışımların da bu hususta önemli rolü olabilir. Hayatımız boyunca gezip gördüğümüz yerlerdeki binalar manzaralar hafızamıza kaydedildiği için daha sonra önceden hiç gitmediğimiz bir yere uğradığımızda oralarda gördüğümüz bazı manzaralar ve şekiller eski hatıralarımızı çağrışım yoluyla uyandırır. Biz de aradaki benzerliklerden dolayı oraları daha önce gördüğümüz hissine kapılabiliriz. Aslında, bir nevi hafıza yanılması yaşamışızdır. Hiss-i kable’l-vuku olarak tarif edilen duyu da böyle bir şeyde rol oynayabilir. İnsan bu his sayesinde yakınındaki pek çok şeyleri hissedebilir. Örneğin yıllardır görüşmediğimiz bir arkadaş bize yakın bir yerdedir, biz onun varlığında habersiz olarak içimizde o tarafa doğru bir gezme ve dolaşma hissiyle kalkıp gidince o arkadaşımızla karşılaşırız veya sözünü ettiğimiz kimse az sonra kapıyı çalıp yanımıza geliverir. Çoğu zaman ne güzel tesadüf diye değerlendirdiğimiz bu tür hadiselerde aslında bu hissin önemli rolü olduğu söylenebilir.
Deja-vü’lerin çoğunlukla bir hastalık öncesi yorgunluk halinde meydana gelmesi (Raymond A. Moody. Ölümden Sonra Hayat, İnkilap ve Aka. Çev. Gönül Suveren İstanbul 1983 sayfa 210) bu durumun normal bir hadise olmayıp duygusal ve psikolojik boyutlu olduğunu da akla getirmektedir.
|
Allah razı olsun hocam
.
|