Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Keşfi açık olanlar Atatürk hakkında bilgi verebilir mi ?
Tekil Mesaj gösterimi
  #75  
Alt 10.07.24, 11:18
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
☆Yusufiyeli Yusufiyeli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,247
Etiketlendiği Mesaj: 247 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
trhakan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İşte sorun da budur @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] hocam bunun gibi deliler türetilmiş delillerle inanç sitemi kurup, o sisteme dahil olmayanları yaftalıyorlar. Tarihsel veriler abartılmadan belki biraz abartarak aktarılabilir yada tarihi yazanın dilinden değil yaşayanların dilinden alıntılanarak yazılırsa hedefi doğru vurmaz mı.

Cemal Kutay sadece bir örnekti 90 lı yılları hatırlarsınız. Türkiyenin başından bir Reha Muhtar trajedisi geçti o hep körüklerdi bu olayları. Sokak röpörtajlarında hep duyardık bu tip sözleri.

Bir defasında " Atatürk; Son Peygamberdir" duyduk.
Bir defasında da "Atatürk tanrı olmasa vapuru ingilizler görürdü" sözlerini işittik kulaklarımız kanıya kanıya.

Bu örnekleri arttırmak okadar kolay ki biraz araştıralım yeter. Benim tamda söylediğim abartırken yani yazarken aktarılmak istenen duygu, yazanın hayalinin çok ötesinde sonuçlara sebep olmaktadır.
Sana Türkiye de İslamcılarla ilgili bir yazı izhar edeyim biraz uzun okursan hayatın akışı içinde nereye savrulduklarını görürsün Erbakan, dergâhın dinsel otoritesine karşı geldi. Gümüşhanevi Dergâhıyla gerginliği sürerken 12 Eylül 1980 askeri darbesi oldu. Tutuklamalar, sorunu geçici olarak unutturdu. Darbeden hemen sonra da Şeyh Zahid Kotku vefat etti. Prof. Coşan yeni şeyh oldu. Erbakan, dergâhta değil akademide yetişen yeni şeyhe “biat” etmedi. Söylenenlere bakılırsa Erbakan Kayseri’nin Yahyalı ilçesindeki Hacı Hasan Dinç’e biat etti. 19 temmuz 1983’te Refah Partisi’ni kurdu.Prof. Esad Coşan ise, RP’nin kuruluşundan bir buçuk ay sonra İslâm dergisini çıkardı.Prof. Esad Coşan, İslâm dergisinde genellikle Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden tanıdığı öğrencileriyle birlikteydi.İslâm dergisinin genel yayın yönetmeni Hasan Hüseyin Ceylan’dı.Yazı işleri müdürü ise Aykut Zahid Akman’dı.Hasan Hüseyin Ceylan ve Aykut Zahid Akman, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden sınıf arkadaşıydılar. Ankara’da yaşıyorlardı. Şeyhleri Esad Coşan’ın dizinin dibinden ayrılmıyorlardı. Dergi çalışmalarından arta kalan zamanlarda, Prof. Coşan’ın Ankara Demetevler Özelif Sitesi’ndeki “hadis sohbetlerini” organize ediyorlardı.İslâm dergisi, Ankara’da bir şirketin mescit olarak kullandığı küçük odasında, bir masa, bir eski daktiloyla yayın hayatına başladı.Darbe günleri nedeniyle yayın çizgileri biraz ürkekti. Dergi içerik olarak, daha çok tasavvuf, geleneksel medrese ile radikal söylemlerin iç içe geçtiği bir politika takip etti.Hasan Hüseyin Ceylan tarafından yazılan “Unutulan Sünnetlerimiz” bölümünde, Hz. Muhammed’in yaşamından örnekler verildi; okurlara günlük yaşama ilişkin tavsiyelerde bulunuldu: “Futbol karşılaşmalarında giyilen şort, erkeğin göbeği ile dizkapağı arasını örtüyorsa caizdir.”Dergi, genellikle yurtdışındaki İslami gelişmeleri haber verdi; Afganistan’ı işgal eden Sovyetler Birliği’ne ateş püskürüyorlardı. İran-Irak Savaşı’nda İran’ı desteklediler. Ama Humeyni’ye mesafeliydiler.Dünyayı ikiye bölmüşlerdi: Müslümanlar ve kâfirler. Avrupa Birliği’ne karşıydılar. Kendilerini, Mısır’daki Müslüman Kardeşler’e yakın görüyorlardı.İslâm dergisinin dış haberler sayfasını kim hazırlıyordu biliyor musunuz: Fehmi Koru! Dergiye, Zahid Akman’ın ağabeyi Turgut Akman’la evli gazeteci Nuriye Akman da gönüllü destek veriyordu.İslâm dergisi, ANAP’a yakındı; çünkü bu partinin kadrosu içinde, başta genel başkanı Turgut Özal olmak üzere, Gümüşhanevi Dergâhı’na bağlı politikacılar vardı. Ancak ANAP’ın serbest piyasacı, AB’ye yakın siyaseti bu yakınlığın daha ileri gitmesine engel oldu.RP’yle arasındaki gerginlik ise her geçen yıl arttı. Parti, İslâm dergisinin parti binalarına girişini yasakladı.1990’lı yıllarda RP yükselişe geçti. Artık büyük şehirlerde yeni bir dönem başlamıştı. İstanbul, Ankara gibi şehirleri RP adayları kazanmıştı. Bu seçim başarısına rağmen İslâm dergisi, Erbakan’a hâlâ soğuktu.Ancak...1984 yılında Şeyh Zahid Kotku’nun adını alacak kadar dergâha bağlı olan Aykut “Zahid” Akman ve Hasan Hüseyin Ceylan gibi isimler, Şeyh Coşan’dan ayrılıp Erbakan’a biat ettiler.O yıllar faaliyete geçmek için hazırlıklar yapan Kanal 7 televizyonunun başına da İslâm dergisinin idari müdürü Zekeriya Karaman getirildi.İslâm dergisinin yazı işleri kadrosundan Ferman Karaçam da Kanal 7 radyosunun başındaydı artık. Fehmi Koru, İslâm dergisinden sonra Erbakan’ın ekibine dahil olarak Milli Gazete’ye geçti; başyazar oldu. Sonrası malum...İslâm dergisinden kopanlar ödüllerini hemen aldılar.Milletvekili oldular. Şirketler kurdular. Belediyelere fuar organizasyonları yaptılar.Yimpaş parasıyla “Politik Araştırmalar Merkezi” kurdular.ABD’ye burslu gönderildiler. Televizyon yöneticisi oldular.Büyüdüler... Ünlendiler...Bu arada, 28 Şubat Kararları, Erbakan’ın yıldızını söndürdü.Ve zamanında Şeyh Esad Coşan’ın dizinin dibinden ayrılıp Erbakan’a biat edenler yine hemen çark ettiler. Recep Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül ikilisinin gölgesine girdiler. “Yola devam” ettiler! Fakat bir fire verdiler: Hasan Hüseyin Ceylan konuşmalarıyla RP’nin kapatılmasına neden olmuş, siyaset yapması beş yıl yasaklanmıştı. Cezası bitince, İslâm dergisinde birlikte çalıştığı bacanağı, AKP Milletvekili, Genel Başkan Yardımcısı Akif Gülle’nin kulisiyle AKP’ye girmeye çalıştı. Olmadı. AKP, Hasan Hüseyin Ceylan’ı kabul etmedi. Diğerlerinin yıldızı parlamaya devam etti. Geçmişte karşı çıktıkları her şeyi bu kez kendileri yapıyordu. Popüler figürlerdiler artık. Her gün televizyon ekranındaydılar.350 milyon dolarlık Armada İş Merkezi’nin sahibi oldular! Diğer şirketlerini, işlerini, yatırımlarını, Deniz Feneri’ni yazmaya gerek var mı? Artık milyon dolarları telaffuz ediyorlardı. Her şey ne kadar kolay ve çabuk oluvermişti! İnsan sormadan edemiyor: “Bir hırka, bir lokma”yı ilke edinen İslâm dergisi günlerini hiç anımsıyorlar mı? O idealist-özverili gençlerin tüm çabaları sadece sınıf atlamak için miydi? Şeriat, tarikat, marifet ve hakikat koca bir yalan mıydı?

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147