Alıntı:
JustMention Nickli Üyeden Alıntı
Güzel kardeşim,kuranı kerim için gökten indiği sanılan kitap diyor müslüman olmaması için daha ne demesini bekliyosunuz ki ? Netenyahuda ben müslüman değilim demiyor ama yaptığı işlerden müslüman olmadığı anlaşılıyor.Örneğin Ümit Özdağ bir etki ajanı ülkemizde faaliyet gösteriyor seçime yakın soluğu camide alır abdulhamidin soyundan geldiğini iddia eder.Sonra tekrar laikliği savunur yani sizin sandığınız gibi işler dükkan açmakla falan olmuyor insanlar sizin sandığınız gibi kalbi temiz niyeti iyi değil.Bir milleti asimilasyona uğratıp gerçeklerin üstünü kapatmak için var gücüyle çalışan sufli insanlar çok var.Burada tek tek isim isim sayıp amaçlarının ne olduğunu anlatabilirdim ama o kadar zamanım yok ve çok usandım hatta şeriatçılar olarak çok usandık dilimizde tüy bitti güzel kardeşim durum bu şekilde yani.
|
Yakup Cemil’in Babiali baskınında öldürdüğü Harbiye Nazırı Nazım paşa Asker kaçaklarının miskinlerin temerküz ettiği medreselerde bulunanlar için bakalım gerçekten dini terakki için mi burada bulunuyorlar diyerek basit bir ilmihal imtihanı yapmak istemiş ona bile karşı çıkmışlar kıyam etmişler ‘’Osmanlı Türklerinde ilim’’ adlı kitabında Adnan Adıvar bir zamanlar Orhun ve İznik medreselerinde zamanın ilminin fevkiinde ilim verildiğini daha sonra medrese mensupları askerlikten muaf tutulduğu için medreselerin nasıl asker kaçaklarının temerküz merkezlerine tebeddül ettiğini çarpıcı bir şekilde anlatır. Medreseler bu halleriyle kapatılmasalar da zaten kendilerini münfesih kılmışlardır. Ümit Özdağ tespitin doğruya yakın İsrail bağlantısını tetkik etmek lazım. Ben Atatürk’ün dinsiz olmadığına inanıyorum. Atatürk’ün inandığı İslam diniyle çağdaşlaşmayı ve modernleşmeyi aynı doğrultuda kabul etmeyenler “ya dinsizlik ya Atatürkçülük” diyerek gereksiz ve saçma bir tercih durumunu ortaya atarlar. Oysa onun, dinden ve peygamberden verdiği örnekler böyle bir zıtlığın olmadığını aksine dine daha fazla sarılarak gelişmenin ve modernleşmenin de mümkün olabileceğini belirtmektedir. “Temeli çok sağlam bir dinimiz var. Malzemesi iyi; fakat bina, yüzyıllardır ihmal edilmiş. Harçlar döküldükçe yeni harç yapıp binayı takviye etmek lüzumu hissedilmemiş. Aksine olarak birçok yabancı unsur (yorumlar, boş inançlar) binayı daha fazla hırpalamış.” Dinin gerekleri içerisinde çalışmanın ve yaşamını bilimin aydınlık yolunda sürdürmenin gerekliliğini bakın nasıl belirtiyor. “Allah’ın emri çok çalışmaktır. Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın gereklerine göre ilim ve fende her türlü medeni buluştan azami derecede yararlanmak zorunludur. Bizim dinimiz milletimize hakir (kötü), miskin (zavallı) ve rezil (aşağı) olmayı tavsiye etmez. Aksine Allah da Peygamber de insanların ve milletlerin yücelik ve şerefini muhafaza etmelerini emrediyor.” (Mahmut Esat Bozkurt, Yakınlarından Hatıralar, 1955, s.102.8 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Cilt:II, Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Yay. 1952, s.91.)