Alıntı:
Karamanoglu16 Nickli Üyeden Alıntı
böyle bir konu için Geniş bir tarihi ele almak lazım ki Dilden bahsediyorsak mühim bir mesele çünkü şunu sorgulatır bu Türkçe kelimelerin Osmanlı'nın son dönemlerinde artışın sebebi nedir ? Bir Türk Dil ve Tarih kurumu'mu açıldı ? Büyük bir Dil çalışması mı oldu ? tabii ki hayır keza Osmanlı'nın geneline baktığımızda Türklere verilen değer zaten ortada keza Abdulhamid beni indirenlerin arasında 1 tane bile Türk yoktu demiştir fakat kadronun geneline bkatığımızda ilk dikkatimizi çeken Harbiye Nazırı Enver Paşa ve kendisi Kırım Türk'ü ve daihl Şevket Paşa ve niceleri
|
Başta ifade ettim dikkat etmedin her halde rahmetli Necmettin Hacıeminoğlu tahminim 1978 yılydı Trabzon Ülkü ocaklarında Harf inkılabının yanlışlığından bahsetti ve örneklemeler yaptı ilk zihnime o zaman takıldı ve araştırdım. Ayrıca bugünkü Türk Milliyetçiliği paradigmalarıyla Osmanlıyı sorgulamak bizi hataya sevk eder. Osmanlıda son zamanlarda üç görüş ortaya çıkmıştır. ‘’Osmanlıcılık’’, ‘’İslamcılık ‘’ ve ‘’Türkçülük’’ ‘’Osmanlıcılık’’ görüşü 1912 Balkan savaşı ile pratiğini kaybetti ‘’İslamcılık’’ görüşü ise Arap kıyamı ile pratiğini kay betti geriye pratiğe uygun ‘’milliyetçilik’’ görüşü kuvveden fiiliyata geçti tekrar konumuza gelirsek 1920’lerden bu yana Türkiye’de okuryazarlık oranının artmış olduğu doğrudur. Ancak artışı etkileyen faktörler o kadar çok ve çeşitlidir ki, Latin alfabesinin kabulünün bu sonuçta oynadığı rolü kestiremeyiz. Çeşitli dönemlerde uygulanan okuma-yazma kampanyalarının yanı sıra, örneğin mecburi ilköğretim, mecburi askerlik, köylere yol ve okul yapılması, gelişen para ekonomisi, artan sosyal hareketlilik gibi faktörler bu çerçevede sayılabilir. Milli bir seferberlik olarak benimsenen ve olağanüstü bir ısrarla sürdürülen okuryazarlık kampanyasına rağmen, 1927-35 arasında yeni okuma-yazma öğrenenler resmi rakamlara göre Türkiye nüfusunun sadece % 10.3’ünü (1927’de okuryazar olmayan nüfusun % 11.2’sini) bulmuştur. Oysa, örneğin 1960-70 yılları arasında okuryazar sayısındaki artış, toplam nüfusun %27.2’si ve 1960’ta okuryazar olmayan nüfusun %40.1’idir. Bu rakamlar, okuryazarlık artışında belirleyici olan faktörün harf devrimi olmadığını düşündürmektedir. Harf devrimini izleyen yıllarda gazete satışlarında görülen ve yaklaşık yirmi yıl boyunca telafi edilemeyen düşüş ise, harf devriminin, okuryazarlık oranını artırmak şöyle dursun, azaltmış olabileceği ihtimalini akla getirmektedir.