Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Keşfi açık olanlar Atatürk hakkında bilgi verebilir mi ?
Tekil Mesaj gösterimi
  #24  
Alt 09.07.24, 13:17
Karamanoglu16 Karamanoglu16 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 31.03.24
Bulunduğu yer: Bursa
Mesajlar: 378
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben tarihe toptancı bir bakış açısıyla bakmam Osmanlı döneminin hataları ve sevapları olduğu gibi Cumhuriyet dönemininde aynı şekilde hataları ve sevapları vardır. Mühim olan objektif ve sağlıklı yorumlamak. Türkçe yazı dilinin dil devriminden bu yana katastrofal bir fakirleşme içine girdiği, Osmanlı Türkçesine az çok aşina olan herkesin bildiği bir gerçektir. Fakirleşmenin objektif boyutlarını nasıl saptayabiliriz? Sözlükler bu konuda ipucu sağlayabilir. Örneğin Ferit Develioğlu’nun Osmanlıca-Türkçe Sözlük’ü, yaklaşık 60,000 madde başlığı içermektedir. Bunlar, 20. yüzyıl başlarında kültürlü bir Türkün kelime hazinesine dahil oldukları halde bugünkü Türkçe kullanımdan hemen hemen bütünüyle düşmüş olan sözcük ve terkiplerdir. Daha eski divan edebiyatının uç örneklerine sözlükte genellikle yer verilmemiştir; örneğin Nefi’nin bir kasidesinde, şahsen yabancısı olduğum sekiz deyimden üçünü sözlükte bulmak mümkün olmamıştır. Ayrıca -li, -siz, -lik, -lenmek, -leşmek gibi sontakılı kelimeler ile, bayraktar, emektar gibi, Türkçe köklerden Farsça ve Arapça kurallarla türetilmiş kelimeler de sözlükte yoktur. Arapça ve Farsça dışında, örneğin Türkçe veya Rumca, İtalyanca, Slavca gibi köklerden türeyip, yazı dilinden çok konuşma diline ait olan ve bugün unutulmuş bulunan kelimelere de sözlükte rastlanmamaktadır. Buna karşılık Ali Püsküllüoğlu’nun Öztürk’çe Sözlük ’ünün 1975’te yapılan dördüncü (Türk Dil Kurumu’nun hizmetlerine son verilmesinden önceki son) baskısının içerdiği kelime sayısı 4,600’dür. Bu sayıya, sabuklama, sağgörü, sağgörülü, sağgörüsüz, sağgörüsüzlük, sağın, sağistem ve benzerleri dahildir. Sözlüğün sunuş yazısında TDK başkanı Prof. Dr. Ömer Asım Aksoy, şu hususları, gerçek bir iftihar üslubuyla okurların dikkatine sunmaktadır: dil devrimin başlatıldığı 1932’den 1970’lere kadar 6500 yeni sözcük yaratılmıştır; bunlardan “tutan” ve Türk diline mal olanlar bu sözlükte yer almaktadır. Yeni türetilmiş sözcükler, Prof. Aksoy’a göre, günümüzde Türkçe genel kullanımda bulunan toplam 28,000 sözcüğün sevindirici bir oranını temsil etmektedirler. Devellioğlu ve Aksoy’un verilerini aynen kabul eder ve Püsküllüoğlu’nun toplamından, sözlükte gereksiz bir yer kaplayan 1,500 kadar sontakılı türevi çıkarırsak, dil devriminin sonuçlarını şöyle özetleyebiliriz: Türk dilinden yaklaşık 60,000 kelime atılmış, yerine 3,100 kadar yeni kelime (atılanın % 5’i) konmuştur. Yüzyıl başında kültür dilinde bulunan 83,400 civarında kelime (60,000 atılan artı 23,400 kalan) yerine, bugünkü yazı Türkçesi en çok 26,500 kelimeye sahiptir. Bir başka deyimle, Türkçe yazı dili en az %68.2 oranında fakirleşmiştir. Fakirleşmenin örnekleri, özellikle soyut kavram ve sözcükler alanında son derece belirgindir. Yeni Türkçede kullanılan geniş kapsamlı soyut sözcüklerin hemen hemen her biri için, Osmanlıcada, çoğu eşanlamlı olmayan, yani her biri farklı bir kavramı, nüansı veya mantıksal ilişkiyi ifade eden beş ila yirmi sözcük bulmak mümkündür. İngilizce, Almanca, Latince, Rusça veya benzeri bir kültür dilini tanıyanlar için bu ayrımların değerini kavramak güç değildir; yalnızca yeni Türkçe ile eğitim görmüş bir kimse ise, sanırız, bu konulara yabancı kalmak zorundadır. Gelişigüzel bir kelimeyi, örneğin bir önceki paragrafta geçen çıkarmak sözcüğünü ele alalım. Çıkarmak/çıkartmak/çıkarsamak sözcük grubuna karşılık olan Osmanlıca kelimelerin bazıları, yaklaşık İngilizce karşılıklarıyla birlikte, şunlardır: ihraç (evict), istihraç, istihlas, i’tisar (extract), azl, tard (expel, discharge), istintaç, istidlal (deduce, infer), ıskat (exclude), tarh (deduct, subtract), neşr, ısdar (issue), ifrağ, ifraz (excrete), istifrağ (vomit), istinbat (derive), hazf (delete, elide), hal’ (undress, remove, dismantle), i’la, ref’ (elevate). Bu listeye, daha, diş çıkarmak, hır çıkarmak, şapka çıkarmak, cıcığını çıkarmak gibi deyim şeklindeki kullanımlar dahil değildir. Birbirine iyice yakın anlamdaki karşılıklar arasında bile, türeyişten gelen nüans farkları vardır: istihraç, bir şeyi içeriden dışarı çıkarmayı; istihlas, bağlı olduğu yerden kurtarmayı; i’tisar, suyunu sıkıp çıkarmayı ima eder. İstintaçta neticeye varmak, istidlalde bir delilden yola çıkmak anlamları gizlidir. İfrağ ile istifrağ, ihraç ile istihraç arasındaki çaba ve derece farkını, İngilizce gibi olağanüstü zengin bir dil bile neredeyse ifade etmekten acizdir. Yeni Türkçe’deki saldırı/saldırmak deyimi, Osmanlıca’da birbirinden net bir biçimde ayrılan en az beş kavramın karşılığıdır: hücum (assault, charge), taarruz (offensive), tecavüz (violation, transgression), tasallut (molestation) ve taaddi (aggression). Benzer listeler, sayısız örnekte (amaç/erek, bağlı/bağımlı, belirlemek, dayanmak/dayandırmak, doğurmak, dönüşmek, gerekmek, karşılık, kaynak, sonuç, uyarlamak, uygulamak...) tekrarlanabilir. Soyut kavramlar alanında Arapçanın sağladığı olağanüstü zenginliğe karşılık, insani duyarlıklar ve betimleyici sıfatlar alanında Farsçanın dile getirdiği renkler de (perişan, mendebur, pejmürde...), üzerinde durulması gereken bir başka alandır. Öyle görülüyor ki Türk toplumunun son 60-70 yılda yazı dili alanında yaşadığı gerileme, örneğin müzik, mimari, şehircilik ve yemek alanlarındaki, çok yakından tanıdığımız fakirleşme ve yozlaşmadan daha hafif olmamıştır. Dildeki fakirleşmeyi ötekilerden bir bakıma daha korkunç ve anlaşılmaz kılan şey ise, bunun, devlet eliyle icra edilmiş ve Türk aydınlarının büyük bir kısmının şiddetli coşku ve tezahüratı arasında gerçekleşmiş bulunmasıdır.
böyle bir konu için Geniş bir tarihi ele almak lazım ki Dilden bahsediyorsak mühim bir mesele çünkü şunu sorgulatır bu Türkçe kelimelerin Osmanlı'nın son dönemlerinde artışın sebebi nedir ? Bir Türk Dil ve Tarih kurumu'mu açıldı ? Büyük bir Dil çalışması mı oldu ? tabii ki hayır keza Osmanlı'nın geneline baktığımızda Türklere verilen değer zaten ortada keza Abdulhamid beni indirenlerin arasında 1 tane bile Türk yoktu demiştir fakat kadronun geneline bkatığımızda ilk dikkatimizi çeken Harbiye Nazırı Enver Paşa ve kendisi Kırım Türk'ü ve daihl Şevket Paşa ve niceleri

 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147