07.07.24, 22:01
|
|
|
Üyelik tarihi: 26.04.24
Bulunduğu yer: Gurcistan
Mesajlar: 498
Etiketlendiği Mesaj: 6 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
Mevlana Celaleddin-i Rumi, “Sus artık, yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize, kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır...” der. Bu sözüyle insanların sırları kendilerinin keşfetmesinin önemine değinir.Elbette herkesin sırlara ulaşma yolculuğu farklıdır. Karşınızdaki kişi her anlattığınızı anlayabilecek durumda olmayabilir. Bu nedenle tasavvufta bir hiyerarşi yoktur. Basamakları adım adım çıkmak gerekir. İnsanlara yardım etmek iyidir ama onları tutup kaldırabileceğinden daha ileriye fırlatmanın faydası değil, zararı olacaktır. Basamakları birer birer çıkması gereken insanları beşer basamak çıkarmaya çalışmanın faydası değil, zararı olacaktır. Mevlana, Divan-ı Kebir kitabında bu konuya sayfalar dolu yer ayırır.Hayatımızda bir şeyleri fark edebilmemiz için, kendimiz için yeni bir sayfa açabilmemiz için bir şekilde tasavvufun gündelik hayatımıza inmesi, yanımızda durması gerekir. Şems-i Tebrizi, “Edep aklın tercümanıdır. Herkes edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar değerlidir” der. Hayatın amaçlarından biri budur. İnsanlar neye, ne kadar inanırlarsa inansın, her insanın içinde kendini koruyucu bir onuru vardır. Bu onura sahip olmanın bedeli ise kendisine değer vermesidir. Bu değeri kazanabilme gücü, aklından ve daha önce kalbinden geçer. Eğer insanlar kalpleri yöntemiyle akıllarının yürüttüğü kavramları anlamazlarsa, o zaman kendi dertlerini, kendilerine güvenlerini bir yana bırakır, bir başkasının gölgesi altında yaşarlar
|
mesele evradi-kudsiye okuyabilirmiyim bu isler icin
|