Alıntı:
Bundanoliyi Nickli Üyeden Alıntı
Selamün aleyküm herkese
Evlendigimizden beri cinsel sorunlarımiz vardı. Eşim bana karşı isteksizdi ve erkekelre has diğer problemleri de vardi
Hem bu sebepten hem eşimin babasının bana karışması benim karıştırmak istememem eşimin de ailesi tarafını tutmasi dolayısıyla çok yıprandık. Aslında cinsellik etkiledimi bizi bilmiyorum sadece interentte okuduguma göre cinsellik olmayan evlilikler yıkılmaya mahkummus ordan bu kanaate vardim
Biz bir süre ayrı kaldık tekrar baristik. Baristiktan sonra eşimin bioenerji ile ilgilendiğini zikirler çektiğini gördüm. Bazı açılımlar elde etmiş. İç sesinin açık oldugunu söylüyor. Ve biz tekrar ayrıldık. Eşim beni kandirarak kucağımda çocuğumla evden attı. Sonrasında iç sesine mi kime sorduysa artık bosanacaksiniz bir araya gelseniz bile evliliğiniz duzelmicek aynı sorunlar devam edecek ruhlariniz uyumsuz kopukluk olmuş cevapalrini almış. Bir de tesbihe sormuş videosunu da attı bana. Tesbihe aramız düzelecek mi diye soruyor tesbih de hayır anlamında sallanıyor.
Şimdi benim sormak istediğim boyle bir şey olabilir mi. Ruh uyumsuzluğu diye bir şey var mı varsa bile düzelmez mi. Ben duayla her şeyin değişebileceğine inanıyorum. Yani ben islami böyle biliyorum. O yüzden tesbihe inanasim gelmiyor. Öte yandan snergy kendiyas in bir ses kaydını dinledim orda da mana aleminde uyumsuz olmaktan bahsediyor. Acaba doğru mu diye düşünüyorum o zaman da
Ve eşimin tesbihe sormasi vs cinni bir müdahale var mı burda.
Gurursuz musun neden bosanmiyorsun diyebilirsiniz. Esim beni sevmediğini söylüyor bende fazlasıyla soğudum ondan hele son yaptığından sonra içim almıyor artık onu. Ama yine de boşanmak zor cidden. Ve belirsizlik, pişman olur muyum endişelerim var
Bundan sonraki yazdıklarmi okumasaniz da olur okumak isteyen olursa diye devam edicem
Biz evlenmeden önce görüşürken ailemin henüz görüştüğüm biri olduğundan haberi yokken annem ruyasinda iki defa evlendigimi görmüş. Annemin ruyalair da çıkar biri öleceği zaman gorur mesela. İstihareye yattığımda da rüya görmemiştim ama iç sıkıntısıyla uyanmıştım evlendikten sonra da esmin aile evinde gizli ilimler haziensi kitabı vardı orda evlilik hayatının nasıl geçeceği ile ilgili bir uygulama vardı onu yaptığımda ayrılık çıkmıştı
Bu şeyler benim hep beynimdeydi neden bunlar oldu ayrılacak miyiz hayırlı olmicak mi evliliğimiz diye evliliğimiz süresince aklımdaydı. Tüm bu olumsuz şeyler ben onlara odaklandigim için mi oldu ben böyle düşündüğüm için bunları harekete geçirecek şeyler mi yaşandı diye düşünmeden edemiyorum
Merlini izleyeniniz varsa orda da gelecekten haber verilip bunlar yaşanacak diyor ejderha. Merlin onlar yaşanmasın diye ugrasirken aslında kendisi sebep oluyor yaşananlara. Bunun gibi bir şey işte
Ama şunu anladım çoğu zaman geleceği bilmemek gerçekten nimet
Esim cinsel sorunlari için ben önceden böyle değildim kendimi biliyorum ne olduysa evlendikten sonra oldu diyor. Evlilik öncesi yaşadığı bir birliktelik yok yalnız sadece istekli biriydm diyor.
Ricam sadece gerçekten bilgi sahibi olanların cevaplaması kafam zaten allak bullak ve kişisel gorusler iyice karsitirmaktan başka işe yaramayacak.
|
Evvela “Evliliğin maksadı nedir?” sorusuna cevap bulmak zorundayız. Allah neden böyle bir emri bizler üzerine bir sorumluluk olarak yükledi? Neden böyle bir sorumlulukla karşı karşıyayız? Yine Kur’ân ve sünnet çerçevesinde bir tespitte bulunursak beş temel madde tespit edebiliriz:
1. Kulluğun ifasıdır. İbadetimize muhtaç olmayan, es-Samed olan Allah; bizi kendisine kulluk etmemiz için yarattı. Kulluk için birilerinin desteğine ihtiyaç duyarız. Beşerin babası olan Hz. Âdem’in, beşerin kadın cinsinin anası olan Hz. Havva’ya ihtiyaç duyduğu gibi erkek kadına, kadın da erkeğe ihtiyaç duyar,. Dolayısıyla Havva validemiz bir yönüyle Hz. Âdem’e nefes olmuştu.
2. Evlilik neslin devamını sağlar. Neslin devamının evlilikten başka yolu yoktur. Muhammed Ali es-Sâbûnî bize latife olsun diye şöyle bir şey anlatmıştı: “Kâbe’de yakaran bir gence rastladım. ‘Allah’ım senden sâlih/a evlat istiyorum’ diye dua ediyordu. Dikkatimi çekti. ‘Sen kaç yıldır evlisin ki böyle gönülden sâlih/a evlat istiyorsun?’ diye sordum. ‘Daha evlenmedim hocam.’ dedi. ‘Evlenmediğin halde neden çocuk istiyorsun? Allah’tan Saliha bir eş istesen ya!’ dediğimde ise bana ‘Ben çocuk isteyince o da gelecek zaten.’ cevabını verdi. ”Bu bir latifedir ama bir hakikati de söyler. Neslin devam edebilmesi için evliliğin olması gerekir.
3. Hayat yükünün paylaşımıdır.
4. İhtiyaçların karşılanmasıdır. Meseleyi şehvet boyutuyla sınırlandırırsak evliliği anlayamayız. Manevi boyutu dahil birçok boyutuyla ihtiyaçların karşılanmasıdır.
5. Huzurun teminidir. Bunun da maksat olarak dikkate alınması gerekir.
beş maddenin Kur’ân’da da sünnette de karşılıkları var ama bu beş maddeyi özetleyen bir tane âyet söyleyelim. Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O’nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.” (Rûm, suresi ayet 21) Kur’ân’da sevgiyi ifade eden üç kelime vardır: Ülfet, meveddet ve hub. Ülfet: işin başlangıcı, yani yakınlık kurulmasıdır. Meveddet: sevgi, yani yakınlıktan sonra ortaya çıkan bir durumdur. Hub ise şiddetli sevgidir. Biz buna Türkçe ’de aşk deriz. Meveddet ile hub arasında şöyle bir fark vardır: Meveddet, sonradan kazanılan sevgidir; hub, Allah’ın doğuştan ikram ettiği bir sevgidir. Dolayısıyla eşler arasındaki sevginin ayette meveddet kelimesi ile ifade edilmesi de çok güzel bir hikmete binâendir. İnsan doğar doğmaz annesine karşı ilgi duyar, sevgi besler. İşte bu sevgi hubtur. Ülfetten sonra oluşan sevgi ise meveddettir.