Sihirbazlar ne umdular? Ne buldular?

“Sihirbazlar Firavun’a geldiler. “Eğer biz galip gelirsek gerçekten bize bir ödül var mı?” diye sordular.”
A'râf sûresi, 113.

Firavun, Hz. Musa’yla mücadele etmek için ülkenin en iyi sihirbazlarını topladı. Firavun, Hz. Musa’yı çok büyük bir tehlike olarak görüyordu ve bu tehlike bertaraf edilmediği takdirde halkını ve halkın üzerindeki nüfuzu kaybolacaktı. Ülkenin her yanından gelen sihirbazlar da bu gerçeğin farkındaydı. Bu nedenle Firavun’dan ödüllerini açık bir şekilde istediler. Firavun, “Evet, ayrıca benim yakın adamlarımdan olacaksınız” dedi. Firavun hakkın mağlup olması için sihirbazlara ödün vermeyi bile taahhüt etti.

Sihirbazlar, Hz. Musa’yı kendileri gibi sihirbaz ve şarlatan (haşa) görüyorlardı. Onu sihirleriyle yeneceklerini zannediyorlardı. Beklentileri büyük, ödül büyüktü. Günün sonunda Firavun’un gözüne gireceklerdi, onun seçkin ve gözde kişileri arasında yer alacaklardı.

Fakat hidayet tüm bunlardan değerli bir nimettir. Onlar bir plan kurdular, Allah bir plan kurmuştu. Allah en iyi plan kurandır. Sihirbazlar hünerlerini göstermeye başladılar. Kendilerinden emindiler, kazanacaklardı ve birçok kimsenin hayalindeki makama kavuşacaklardı.

Hz. Musa onların hünerini görünce önce biraz irkildi ama Allah’ın lütfu sayesinde sebatını korudu. Hz. Musa asasını atınca sihirbazların tüm hileleri birer birer çözüldü. Sihirbazlar şaşkındılar. Tüm hünerlerinin hile olduğu, bilgilerinin şarlatanlık olduğu ortaya çıktı.
Sihirbazlar o gün hayatlarının şokunu yaşadılar, rezil oldular, Firavun’un gözüne girmek yerine gözden düştüler. Fakat bu onların ebedî saadeti elde etmelerine vesile oldu.

O gün dünyada rezil oldular ama ahirette kazananlardan oldular. O gün dünyada kaybettiler ama ahirette kazandılar. Onlar dünyayı kazanmak istediler ama ahireti kazandılar. Firavun’un yanında makam elde etmek istediler ama Allah’ın yanında makam kazandılar. Firavun’un yakınında yer almak istediler ama Allah’ın yakın kullarından (mukarrebun) oldular.

Evet, bizler de bazen bu dünyada kaybedenlerden olabiliriz. Eğer dünyada kaybettiklerimizin karşılığında Allah’ın rızasını
kazanıyorsak, gerçekte kazananlardanız.

Rabbim bizlere imanın hakikatine nail olmayı nasip etsin!