Alıntı:
Karamanoglu16 Nickli Üyeden Alıntı
Faşizm yolunu benimseyeceğini düşünmüyorum keza böyle bi düşüncesi olup savaşa dahil olma planları içerisinde bile olsa ne ülkenin ne de milletin buna o dönem elverisi yoktur zaten mussoliniye söylediği ağır sözler buna delildir kaldı ki yine buna ek olarak her daim Atatürk arkasında bulunan Türk ocaklarını kapatması Türkiye'de diktatörlük ve faşizm kapılarını kendisi için kapanmıştır
|
Konumuz itibariyle bakacak olursak denilebilir ki devlet, Türk Ocakları’nı kapatmak suretiyle, yeni dinin içeriğini sadece kendisi belirlemeye ve bunu devlet imkânlarını kullanarak halka benimsetmeye karar vermiştir. Bu bağlamda 24-25 Mart 1931’de Mustafa Kemal’in Ocakların kapanması gerekliliğini anlatmak için seçtiği kelimeler bile dinseldir!: Kuruluş tarihinden beri ilmi sahada halkçılık ve milliyetçilik akidelerini neşir ve tamime sadakatle ve imanla çalışan... Türk Ocakları’nın aynı esasları siyasî ve tatbiki sahada tahakkuk ettiren fırkamla ve bütün manasıyla yekvücut olacak çalışmalarını münasip gördüm.( Büşra Ersanlı, İktidar ve Tarih: Türkiye’de “Resmî Tarih” Tezinin Oluşumu (1929-1937), İletişim Yayınları, 2006, s. 113) Bu beyanattan kısa süre sonra (10 Nisan) Türk Ocakları kapanacak ve onların yerine yeni mabedler olarak Halkevleri açılacaktır. Bununla birlikte, Ocakların kapanması aslen, Ocaklarda yaygınlaşan, milliyetçiliği bir seküler din olarak anlama ve benimsetme çabasını sekteye uğratmaz, bilakis güçlendirir. Kemal Karpat’ın ifadesiyle Halkevlerinin amacı, “mümkün olduğu kadar çok insanı”, “Cumhuriyetçiliğin onların yeni modern kimliği” ve “milliyetçiliğin onların yeni dini olduğuna ikna” etmektir.( Kemal Karpat, Studies on Turkish Politics and Society, Brill, 2004, s. 401.) Bu amaç doğrultusunda Türk Ocakları’nın bıraktığı noktadan bayrağı devralırlar. Zaten Ocakların tabanı Halkevlerine aktarılmış, Halkevlerinin kuruluşu üst düzey bir Ocaklıya bırakılmıştır (Reşit Galip). Ayrıca 1930’ların büyük kısmında “rejimin ideolojik kadrosuna hâkim olan isimlerin tümü” Türk Ocağı’ndan gelmedir. Olan, rejimin totaliter tınılar taşımaya niyetlenmesidir. Otoriter tek parti rejimi totaliterleştikçe, Rousseaucu sivil din de siyasal dine evrilecektir.