Ebu Hureyre’den nakledildiğine göre, Resulullah şöyle buyurdu; ‘’Sizden hiç kimse ölümü istemesin! Eğer o salih bir kimse ise faziletini arttırması umulur. Facir biri ise tevbe edip Allah’ın rızasını kazanması umulur.’’ (Buhari, Temanna, hadis no: 7235)
Enes’den nakledildiğine göre, Resulullah şöyle buyurdu: ‘’Sizden biri maruz kaldığı bir zarar sebebiyle ölümü asla temenni etmesin! Mutlaka onu yapmak mecburiyetinde ise bari şöyle desin: Allahım yaşamak benim için hayırlı ise beni yaşat; ölmek benim için hayırlı ise canımı al!’’ (Buhari, Merza, 19,)
Buna göre, Ebu Hureyre hadisinde. Hz. Peygamber, ölümü temenni etmeyi mutlak olarak yasaklamıştır. Enes hadisinde ise ölümü temenni etme, ‘’zarar’’ haliyle sınırlandırılmıştır. Enes hadisesindeki ‘’zarar’’ dünyevi ve uhrevi zarar ve zorlukları ihtiva eder. Ancak Enes hadisinin başka tariklerinde ‘’sizden biri, maruz kaldığı dünyevi zararlardan dolayı ölümü istemesin’’ (İbn Şeybe, Musannef 6.cilt 44, 108;İbn Hıbban, Sahih 7. Cilt 233) ifadesi geçtiğinden, zarardan maksadın dünyevi zararlar olduğu ortaya çıkmaktadır. Hadiste mevzu bahs edilen ‘’zarar’’ için seleften birçoğu, ‘’dünyevi zarar’’ demiştir. Buna göre kişi ‘’dinde fitneye düşme’’ gibi dini bir zarar mevzu bahs olacak olsa, hadisteki nehyin dışında kalacağı belirtilmiştir.
Netice itibariyle Alimler sıkıntı hastalık ve dünya meşakkatleri gibi dünyevi zararların bulunması sebebiyle ölümü istemenin ve ölmek için dua etmenin keraheti konusunda icma etmişlerdir. Zira bu durumların gerçekleşmesinde bir rızasızlık vardır. Fakat kişinin dini konusunda bir zarardan veya fitneden korkması durumunda ölümü istemesi mekruh olmaz.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|