Barnabas İncil’i üzerinde yaptığı ciddi çalışmalarıyla dikkatleri üzerine
çeken Muhammed Ataurrahim ve birçok araştırmacı tarafından ilk
İncil’in İbrânice yazıldığı ve buna gerekçe olarak da o gün Hz.
Îsâ’nın Arapçanın diyalektiği olan ve çoğu kere yazmada
kullanılmayan Aramice konuştuğunu; Âramca yazıda kullanılmadığı
için de İbrânice yazıldığını göstermişti. Bu son elde edilen
belgeye göre Barnabas İncil’inin İbrânice değil Aramice yazıldığı
katiyetle ortaya çıkmıştır. Ayrıca bugüne kadar Barnabas İncili’ne
pek önem vermeyen ve onu apoğrif sayan, birtakım dinler tarihi
araştırmacılarının da yeniden bir durum değerlendirmesi yapmaları
gerekmektedir.Barnaba’nın ölüm tarihi ve ölüm keyfiyeti kesin olarak
bilinmemektedir. Ancak Kıbrıs’ta şehit edildiği ifadesi üzerinde bütün kaynaklar ittifak
hâlindedirler. Tarihçiler MS. 63. yılında öldüğü konusunda görüş birliği içindedirler. Ancak yeni bulunanHakkâri İncil’i üzerindeki etütler ve yapılan yorumlar,
Barnaba’nın MS. 63 yılında öldüğü tezini doğrulamamaktadır.Hz. Îsâ’nın
semaya urucunda tahmini 50 yaşında olan Barnaba’nın 90 yaşında
İncil’ini yazmaya başlaması gösteriyor ki; en azından vefatı dört
İncil nüshasını yazma payı da eklenecek olursa muhtemelen MS. 80-85
yılları arasında değişmesi gerekir.Hakkâri civarında bulunan bu İncil üzerinde uygulanan Karbon 14 metoduyla kitabın eskiye ait olduğu tespit edilmişti.
MS. 85 yılı, tahmini olarak Barnaba’nın vefat yılı olabilir. O zamanın yaş ortalaması göz önünde
bulundurulunca böyle uzun, bir asra yakın bereketli bir ömür gayet
normal sayılabilir.Her yıl Haziran ayının 11. günü Barnaba’nın anıldığı gündür. Hıristiyan
literatüründe Barnabas İncil’inin adı nerede geçmişse oraya bir
muhalefet şerhi konmuş, bunun sahte ve uydurma bir İncil olduğu,
dolayısıyla reddedilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Gözü dönmüş
ilim ve irfandan nasip alamamış bazı Hıristiyan din adamları bunun
bir Müslüman’ın hayal gücünün eseri olduğunu iddia edecek kadar kitap, bir Müslüman
tarafından yazılmış olsaydı bu eser, Müslümanlar tarafından iyice
tanınırdı. Müslüman ilim adamlarının eserlerinde sık sık ve geniş
bir şekilde bahsedilirdi. Fakat George Sale’nin hazırladığı
Kur’ân-ı Kerim’in İngilizce mealinden önce, Müslümanlar Barnabas
İncili’nin adını bile duymamışlardı. Taberî, Yakubî, Mes’ûdî,
Bîrunî, İbn-i Hazm, İbn-i Teymiyye vb. gibi Hıristiyan kaynaklarına
iyice vakıf olan fakih, müellif ve tarihçiler Hıristiyanlık ve
Hıristiyanlığın kutsal kitaplarından bahsederken Barnabas İncili’ne
en ufak bir işarette bile bulunmamışlardır. İslâm Dünyasında
sayısız kütüphanelerde bulunan kitapların en geniş ve güvenilir
bibliyografları İbn Nedim ile Hacı Hâlife tarafından
hazırlanmıştır. Ama bu eserlerde Barnaba İncili’ne rastlamak mümkün
değildir. Hıristiyanların ileri sürdüğü iddianın asılsız oluşunun üçüncü ve
en büyük delili Hz. Muhammed’in (s.a.s) dünyaya gelişinden 75 yıl
önce bile, Paya Gelasius’un döneminde “yanlış ve dini düşüncelere
aykırı kitaplar” adı altında hazırlanan listede “Evangelium
Barnabe”nin adının geçmiş olmasıdır. Yine “el-Muhadarat fi’n-Nasraniyye” adlı eserin 161. sahifesinde Barnaba İncili’nin takriben Hz. Muhammed’in (s.a.s) en az iki yüz yıl
öncesine kadar bilindiğinden bahsedilmektedir. Yine bütün bunların
yanında Müslümanlar tarafından yazıldığı iddiasına mesnet olarak,
Barnaba İncili’nde ısrarla üzerinde durulan sünnet olma, şarabın
yasak olması veya ileri gitmişlerdir. Bu aslında büyük bir yalandır. Bunun sebebi
sırf İncil’in metninde pek çok yerlerde Hz. Muhammed’in (s.a.s)
geleceği konusunda açık seçik kayıtların bulunmasıdır. Bu İncil’i
okuyan herkes, bunun bir Müslüman tarafından kaleme alınmadığına
kat’iyyetle inanmış olur. İkincisi böyle bir kitap, bir Müslüman
tarafından yazılmış olsaydı bu eser, Müslümanlar tarafından iyice
tanınırdı. Müslüman ilim adamlarının eserlerinde sık sık ve geniş
bir şekilde bahsedilirdi. Fakat George Sale’nin hazırladığı
Kur’ân-ı Kerim’in İngilizce mealinden önce, Müslümanlar Barnabas
İncili’nin adını bile duymamışlardı. Taberî, Yakubî, Mes’ûdî,
Bîrunî, İbn-i Hazm, İbn-i Teymiyye vb. gibi Hıristiyan kaynaklarına
iyice vakıf olan fakih, müellif ve tarihçiler Hıristiyanlık ve
Hıristiyanlığın kutsal kitaplarından bahsederken Barnabas İncili’ne
en ufak bir işarette bile bulunmamışlardır. İslâm Dünyasında
sayısız kütüphanelerde bulunan kitapların en geniş ve güvenilir
bibliyografları İbn Nedim ile Hacı Hâlife tarafından
hazırlanmıştır. Ama bu eserlerde Barnaba İncili’ne rastlamak mümkün
değildir.
Hıristiyanların ileri sürdüğü iddianın asılsız oluşunun üçüncü ve
en büyük delili Hz. Muhammed’in (s.a.s) dünyaya gelişinden 75 yıl
önce bile, Paya Gelasius’un döneminde “yanlış ve dini düşüncelere
aykırı kitaplar” adı altında hazırlanan listede “Evangelium
Barnabe”nin adının geçmiş olmasıdır. Yine
“el-Muhadarat fi’n-Nasraniyye” adlı eserin 161. sahifesinde Barnaba
İncili’nin takriben Hz. Muhammed’in (s.a.s) en az iki yüz yıl
öncesine kadar bilindiğinden bahsedilmektedir. Yine bütün bunların
yanında Müslümanlar tarafından yazıldığı iddiasına mesnet olarak,
Barnaba İncili’nde ısrarla üzerinde durulan sünnet olma, şarabın edilmesi, temiz olmayan etlerin (domuz eti, kan
vb.) yenmesinin yasaklanması, teslisi reddetmesi, namaz ve oruç
ibadetinden bahsetmesini de
göstermeleridir. Bu İncilin, Hıristiyanlığı kötülemek ve
Müslümanlığı yüceltmek için Müslümanlar tarafından 16. yüzyılda
yazılmış olduğu ve yazarının Hıristiyanlıktan İslâm’a geçmiş birisi
olduğu iddia edilmektedir. Barnabas
İncili’nin Müslümanlar tarafından yazılmadığının bir delili de
şudur: Hz. Peygamber’in dünyaya gelişinden 75 yıl önce (MS. 496),
Papa I. Gelasius döneminde ‘yanlış ve dinî düşüncelere aykırı
kitaplar’ adı altında bir liste hazırlanmıştı. Bu listede Barnabas
İncili’nin de adı geçmektedir. Buna ek olarak 7. yüzyıldan gelen
ayrı bir belgede daha Barnabas İncili aykırı kitaplar arasında
tanımlanmıştır. The List Of Sixty Books ya da The Sixty Canonical
Books ismi verilen liste de bugüne ulaşan belgeler arasındadır.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|