Alıntı:
Garip1isi Nickli Üyeden Alıntı
2 Side aynı enerjiyi çıkarır mı yoksa Arapçası daha mı fazla
|
Ünlü usul alimi Şatibi’ye göre tabi delalet unsurları söz konusu olduğunda Kur’an’ı tercüme etmek şöyle dursun sıradan bir Arapça metni dahi başka bir dile tam manasıyla aktarma imkanı yoktur. Bunun mümkün olabilmesi için Arapça ile diğer dilin hem asli delalet (temel anlam) hem tabi delalet (yan anlam) açısından aynı özellikler sahip olması gerekir. Ne var ki iki farklı dilin birebir örtüşmesi söz konusu değildir. Bu yüzden lafzi (motamot) tercümenin Kur’an metnine tatbik imkanı yoktur. Hal böyleyken, ilginçtir, mütedavil meallerin çok büyük bir kısmı lafzi tercüme standartlarına göre hazırlanmıştır. Kur’an çevirisinde lafzi tercüme tekniğinin kullanılması aslında sarih ve kolay anlaşılır ibarelerden müteşekkil birçok ayetin hedef dilde (Türkçe de) çok kere muğlak, müphem ve hatta bilmecemsi sözlere dönüşmesine yol açmaktadır. Merhum Hasan Basri Çantay’ın Zuhruf suresinin 61. Ayetindeki ve-innehu le ilmün li’s-saati ibaresini ‘’Şüphesiz ki o saat(in) ilmi (kendisiyle bilinenlerden) dir.’’ Şeklinde çevirmesi ‘’hu’’ zamirinin kime ya da neye raci olduğu meselesini paranteze almak kaydıyla gayet açık ve anlaşılabilir nitelikte bir Kur’an ibaresinin lafzi (motamot) tercümeyle nasıl anlaşılmaz hale getirildiğine tipik bir örnektir.
Hülasa lafzi tercüme Kur’an’ın mana ve mesajını Arapça dışında bir dile yetkin ve yeterli şekilde aktarmada kifayetsiz bir çeviri tekniğidir. Bu itibarla bu hususta tefsiri tercüme hem daha kifayetli hem daha işlevseldir. Çünkü tefsiri tercümede kaynak dildeki metrnin nazım ve tertibine bağlılık şartı yoktur. Ayrıca bu tarz tercümede temel amaç gerektiğinde bazı izahlarla birlikte kaynak metindeki mana ve mefhumun mümkün olan en açık ve anlaşılır biçimde hedef dile aktarılmasıdır. Hülasa tefsiri tercüme ‘’ anlam yorum merkezli çeviri’’ diye de isimlendirilir.