Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
Nefs-i Emmâre Sâlik bu safhada tamamıyla hayvanî ve şehvânî arzularının esiri durumundadır. Bundan dolayı bu aşama gerçekte bir mertebe olarak görülmez.إِنَّ النَّفْسَ لَأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ “Hiç şüphesiz nefis daima kötülüğü emredicidir.'' (Yusuf suresi 53. Ayet) ayetiyle bu mertebeye işaret edilir Seyr-ü sülûka yeni başlamış olan sâlik bu mertebededir. Bu esnâda “nefs-i emmâre”nin tesirinden kurtulmak için şeyhinin bildirdiği şartları yerine getirir, istiğfar, salâtü selâm vs. ile birlikte “Lâ ilâhe illallâh” zikrine devam eder ve ona “lâ ma’bûde illallâh” (Allah’tan başka mabûd yoktur.) manası verir.
|
Vakit ayırıp bulunduğunuz tavsiyelerden dolay teşekkür ederim sevgili Yusufiyeli.
Naçizane anladığım şu şekildedir, bir tarikat kapısından girmiş olan bir salikin mürşidinin yönlendirmeleri ile uygulayacağı bir yöntem gibi algıladım.
Daha şeriat kapısının hükümlerini yerine getirmeyen biri için de bu tavsiyeleriniz geçerli mi?
Daha doğrusu bir yandan yerine getirmeyi isteyip diğer yandan hiçbir şekilde bunu eyleme dökemeyen, sürekli ayakları geri geri giden biri için...