07.06.24, 13:45
|
Daimi Üye
|
|
Üyelik tarihi: 23.01.24
Bulunduğu yer: Diyarbakır- Ergani
Mesajlar: 562
Etiketlendiği Mesaj: 14 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
‘’Kim kardeşini bir günahla ayıplarsa o da bu günahı işlemeden ölmez.’’ Tirmizi’ye göre bu hadis garibdir. İsnadı muttasıl değildir. Halid b. Ma’dan, Muaz b. Cebel’den hadis işitmemiştir. Elbani ise hadisin mevzu olduğu görüşündedir. (Zaifu Süneni’t-Tirmizi, ha.no.449; Zaifu’l-Cami’i’s-Sağir, hd. No. 5710) Yine Tirmizi’nin naklettiği bir hadiste şöyle buyuruluyor: ‘’Kardeşini günahından dolayı ayıplayıp sevinme! Bakarsın Allah ona merhamet eder de seni belaya uğratır’’ (Sıfatu’l-kıyame 54) Tirmizi hadisin hasen-garip olduğunu belirtir. Ona göre Mekhul, Vasile b. Eska’dan hadis işitmiştir, ama işitmediğini söyleyenler de vardır.
İbnu’l-Kayyım bu meseleyi, Medaricu’s-salikin adlı eserinin birinci cildinin 330. Sayfasında ele almış ve şu değerlendirmeleri yapmıştır: İmam Ahmed bu hadisi ‘’tevbe ettiği bir günahtan dolayı ayıplarsa…’’ şeklinde yorumlamıştır. Yine bu ayıplamanın altında, ayıplanan kişiyle bir tür alay ve günahını ifşa vardır. Diğer bir ihtimal de şudur: Günahından dolayı kardeşini ayıplaman daha büyük bir günah, onun isyanından daha şiddetli bir isyandır. Çünkü bu günah itaat ve ibadete, nefsi hesaba çekmeye vesile olabilir. Din kardeşin bu günahtan dönmüş ve belki de işlediği günahından dolayı kahr olmaktadır. Bu günahın onda meydana getirdiği boyun eğiş ve zillet nefsini azarlama benlik davasından kibir ve ucubden kurtulmaya çalışma, Allah’ın huzurunda boynu bükük başı eğik kalbi kırık olarak durması, senin itaatının çokluğundan, hazırladığın ibadetlerden ve bunu Allah’a ve mahlukuna minnet saymandan daha hayırlıdır.
|
Cevap verdiğiniz için teşekkürler. Başkasını kınsmak yerine kendimize bakmalıyız.
|