Alıntı:
alposan Nickli Üyeden Alıntı
Abi Allah senin veya yakınının başına vermesin, ama verdiği zaman hissedersin nasıl bir şey olduğunu. Ben büyü olduğundan şüpheleniyorum, hiçbir şey normal değil derken sen belki de hayırlısı o diyorsun. Yuvamın yıkılması kı hayırlısı?
|
Allah bilir, siz bilmezsiniz. Âl-i İmran,66. Ayet Öyle şeyler vardır ki, siz onu hayır zannedersiniz halbuki o şey sizin için şer olabilir, öyle şeyler de vardır ki, siz onu şer bilirsiniz, o sizin için hayır olabilir. Peki bir durumun sizin için hayır mı, şer mi olduğunu nereden bilirsiniz. Bu tamamıyla bilince ait bir soru. Böyle bir soruya cevap da zihinsel. Şimdi buna cevap bulmaktan ziyade, sonucun peşinde koşmaktan ve “Bana göre böylesi doğrudur” demekten ziyade “Sırr-ı Kur’ân ile bu durumun istikamete, yani benim için en uygun duruma dönüşmesini arzuluyorum” dediğiniz an, olayın rengi değişiyor. Şunu demek istiyorum: İnsanımızın genelde tedavi arayışı, “Doktor, bana şu ilacı ver” şeklindedir. Doktora teslim olmayız. Halbuki doktor, senin için en uygun olanı sana verecek. Bu bize inandırıcı gelmez, çünkü kendimizden başka aslında kimseye güvenmeyiz. Allah’a güvendiğimizi söyleriz ancak bu konu ile ilgili imtihanlar genelde fiyasko ile sonuçlanır. Vazifeyi yapıp sonucu Ona bırakmak bize oldukça zor gelir. “Sonuç, benim dediğim gibi olsun” duygusu ve çabası daha baskındır. Çünkü olayın sebebine değil yüzeydeki görüntüsüne takılmışızdır. Kur’an ahlâkında isteme şudur: Allah’tan en hayırlısını, yani sana en uygun olanı istemek. An “Keşkelerimiz ve “Böyle olmasaydı, şöyle olurdu”larımız o kadar çok ki hayatta. Bütüncül çözümler yerine anlık ve geçici çözümler peşinde olabiliyoruz çoğu zaman. Şunu biliyoruz ki, Kur’an ve bu dualar her şeyi ve olayı tek boyuttan değil bütün boyutlarından tahlil eder ve çözer. Sadece anlık ve dünyalık çözümler değil, ebedî ve ahirete yönelik çözümler üretir. Evet siz bilmezsiniz, sizin için şer gibi görünen bir şey ancak genelde insanların tarzı şudur: Bir problem varsa, hemen kendilerine göre çözümü de vardır. aslında hayır olabilir. “Bir şey hoşunuza gitmediği halde sizin için hayırlı olabilir. Bir şey de hoşunuza gittiği halde sizin için kötü olabilir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216. ayet)