Alıntı:
Sparrow Nickli Üyeden Alıntı
Elinize sağlık hocam.bahsi açılmışken bu genel tanıma ek havas konularında "kişinin tabiatindaki gücü, isminde-tabiatinda baskın olan esma, ...şu kişilerde falanca esmalar ağırlıklı olarak tecelli eder' gibi ifadeler oluyor. Kimi konu başlıklarında açıklama olarak aynı duayı okuyan kisilerde örneğin birisinde muntakim esmasi diğer kişide Rezzak esmasi uygundur tabiatına daha baskındır farklı netice verir gibi notlar düşülmüş . Burda kastedilenler tam olarak ne oluyor neye göre oluyor.
|
Kardeşim soruna muallak cevap verdiğimi düşünme çünkü zor bir soru Maturidi kelam ekolünde Şemsüddin es-Semerkandi gibi bazı alimlerin isim ile müsemmanın aynı olduğunu reddetmesi gibi Eşari gelenekte de İmam gazali ve Fahreddin er-razi gibi alimler kendi mezheplerinin görüşlerine pek iştirak etmemişlerdir. Gazali isim, müsemma ve tesmiye lafızlarının birbirinden ayrı muhtevalar taşıdığına varlığın dış dünyada (ayan), zihinde (ezhan) dilde (lisan) olmak üzere üç ayrı kategorisinin bulunduğuna bunların ilkinin haiki diğerlerinin izafi olduğuna dikkat çekmiştir. Ona göre bu üç tür varlık kategorisi birbirinden ayrıdır; fakat aralarındaki yakın ilişki sebebiyle birçokları bu ince ayrımı gözden kaçırmıştır. (gazali el-Maksadü’L-Esna sayfa 8-23)
Gazali’nin bu görüşü Fahreddin er-Razi tarafından da isabetli bulunmuştur. (Fahreddin er-Razi, Levamiu’l-Beyyinat sayfa 3) Bütün bu görüşler bir tarafa Allah’ın isim ve sıfatlardan soyutlanmış olarak tasavvur edilmesi imkansızdır. Beşeri idrak açısından Allah’ın kavramlar ve semboller vasıtasıyla tanınması bir bakıma kaçınılmazdır. Çünkü insan ancak akıl ve duyularıyla idrak ettiği konularda bilgi sahibi olabilir. Bu sebeple, duyuların ötesinde olan Allah kendini nesneler dünyasındaki kavramlar ve sembollerle tanıtmış, başka bir ifadeyle Allah ‘’tenezzülat-ı ilahiyye’’ tabirinde ifadesini bulduğu üzere kendi varlığı/zatı hakkında beşeri bir dille ve beşeri idrak düzeyine uygun hitapta bulunmuştur.