Alıntı:
DeadStrom Nickli Üyeden Alıntı
hoca mı söylemesi lazım. işte sende şu şu isimler tecelli ediyor. kendimiz bulamazmıyız ?
|
‘’Kâinatın vücuda gelme sebebi ilahi isimler olduğundan, besmele ifadesi muzmar (gizli) bir ibtidanın/başlangıcın haberi mesabesindedir’’ diyen Muhyiddin İbnü’l-Arabi’ye göre söz konusu ibtidadan maksat, kâinatın zuhur evresidir. Bu bakımdan besmele ifadesinde sanki şöyle denilmiştir: Kâinat Rahman Rahim Allah’ın ismiyle vücuda geldi…Allah ismi diğer bütün ilahi esmayı kuşatıcı bir isimdir. Rahman genel bir isim/sıfattır ki Allah hem dünyada hem ahirette Rahman’dır. Buna mukabil Rahim uhrevi alemde müminlerin esirgenmesine has bir isim/sıfattır. Kısacası bütün kâinatın zuhuru icmali olarak Allah isminde, tafsili olarak Rahman ve Rahim isimlerinde karşılık bulur. (İbnü’l-Arabi, el-Futuhatü’i-Mekkiye cilt 1 sayfa 158)
İbnü’l-Arabi’nin bu yorumundan anlaşıldığı kadarıyla Kur’an vahyinin besmele ve Fatiha ile başlaması ki besmele İbnü’l-Arabi’ye göre Fatiha’nın ilk ayetidir gibi, ‘’Büyük Mushaf’’ mesabesindeki kâinatın meydana gelişi de besmeledeki üç ilahi ismin tecellisidir. Nitekim Kuşeyri de besmeledeki ‘’ba’’ harfinin tazmin (bir harf veya edatın başka bir edatın işlevini görmesi özgün anlamından farklı bir anlam içermesi) işlevine sahip olduğunu belirtmiştir. Buna göre kâinatta meydana gelen olaylar Allah’ın sayesinde, sebepleri halik etmesiyle ortaya çıkmış ve varlıklar O’nun sebebiyle vücut bulmuştur. Yani alemde canlı cansız her ne varsa tümünün bidayeti Allah’tandır. Dönüşleri de hiç şüphesiz Allah’adır. Mümin nazarıyla bakıldığında kainattaki her şeyin ‘’Hâlık’’, ‘’Fatır’’, ‘’Bari’’, ‘’Musavvir’’ gibi ilahi-fiili isimlerin tecellisi olarak ortaya çıktığında şüphe yoktur. (Kuşeyri, Letaifü’l-İşarat cilt 1 sayfa 15)