Alıntı:
kurtadam64 Nickli Üyeden Alıntı
selamün aleyküm hayırlı günler dilerim. Günlerdir aklıma takılan bir konu var bilgi edinmek istiyorum bir kitapta sarin darin davetine rastladım, davet hakkında her yerde farklı bilgiler gördüm ve bu bilgiler birbirleriyle çelişiyor bilmek istiyorum; bu davet nasıl yapılır? buhurlar nasıl kullanılır? kitapta müslüman olduğu yazıyor ama, devrimci sulfi olduğunu söylüyor. Bu konu hakkında bana eksiksiz bilgi verebilirseniz çok mutlu olurum. Şimdiden teşekkürler Allah razı olsun.
|
Sosyal medyada çok güvenilmez bilgiler dolaşmaktadır itibar etmeyin gerçek havas bilgileri saklıdır paylaşılmaz. Millet Kütüphanesi Emekli Müdürü Mehmet Serhan Tayşi ölmeden önce yaptığı bir röportajda Amerika Birleşik Devletleri’nin el yazmalarına ‘’özel’’ ilgi gösterdiğini 1984’te sihirle ilgili bir çalışma yapan bir enstitünün İmam Buni’nin Şems-ül Maarif’ini istediğini söylemiştir. İstenilen kitap Şemsü’l- maarif Ahmed b. Ali el-Buni’ye nisbet edilen havas ilimlerine dair bir eserdir. Tam adı ‘’Şemsü’l-Maarif ve Letaifü’l-Avarif’’tir. Birçok yazma nüshası dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan kitap kırk bölümden müteşekkildir. İslam dünyasında Havas ilmine dair yazılmış ansiklopedik mahiyette en hacimli kitaplardan biridir ve yedi ilmi ihtiva etmektedir. Harfler ilmi, sayılar ilmi, cefr ve vefkler ilmi, zayirçe ilmi, anasır-ı erbaa ilmi, yıldızlar, felekler, burçlar ve menziller ilmi isimler, rukyeler, tılsımat ve dualar ilmi; simya ilmi…Kendi arşivimde dört farklı el yazmasından bazıları mevcuttur bu kitap alanındaki en kapsamlı eserlerden biridir.
Haberde Tayşi olayı şöyle anlatılmıştır: ‘’1984 yılında Kültür Bakanlığı Müsteşarı imzalı bir yazı geldi. Yazıda ABD’den bir kitap talebi olduğundan bahsediyor, kitabın bir kopyasının çıkarılıp Ankara’ya gönderilmesini istiyordu. Tayşi şöyle devam ediyor ABD’nin istediğini görünce kitabı bir kez daha inceledim. İmam Buni’nin iki ciltlik ‘’Şems-ül Maarif’’ isimli Havas ilmiyle ilgili bir kitaptı. Piyasada bulunan benzer kitaplardan farklı olarak içinde bir de neyin nasıl kullanılacağını belirten anahtar vardı. Arapça ve Osmanlıca bilmeme mukabil kitabı çözemedim. Bu konuda oldukça bilgili olan bir ilim adamını çağırıp kitabı incelettim. Kitap neredeyse görünmez olmanın ipuçlarını verecek kadar gizli bilgiler ihtiva ediyordu.’’
Kitapla ilgili bilgi sahibi olduktan sonra içindekileri ima eden bir üst yazı yazdığını ifade eden Tayşi yazıda ‘’Kitabın ABD’ye verilmemesi gerektiğini vurguladım.’’ Demiştir. Tayşi bakanlığın ısrar etmesi üzerine konuyu MİT Müsteşarlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Başbakanlığa bildirdiğini söylemiştir. Yazdığı yazılardan sonra kitabın kopyasının çıkarılmadığını anlatan Tayşi, Genelkurmay’ın da daha sonra bir yazı ile teşekkür ettiğini dile getirmiştir. Mehmet Serhan Tayşi sözlerini şöyle sürdürmüştür: ‘’ABD’nin aynı konuda otuz cilt kitap varken neden bir kitabı istediğini düşünmek gerekiyor. Maalesef o tarihten sonra bu kitap üzerinde herhangi bir araştırma yaptırılmadı’’