Alıntı:
Beyazguller Nickli Üyeden Alıntı
Icten yazacagim seyler. Devamli dua ediyorum . yani iș icin evlilik icin . ama olmadi . evde bunaliyorum . sadakalar veriyorum. Olumlu dusunmeye gayret ediyorum . hevesim kalmadi hicbir seye . yasitlarim mutlu mutlu takilirken benim hicbir sey olamamam cok.uzuyor beni . guzel seyleri yasamayi bende hak etmiyor muyum
|
Yaşadığımız olayın olumsuz bir yönüne odaklanmamız, ilişkili olumsuz bir düşünceyi harekete geçirir; bu düşünce başka bir olumsuz düşünceyi, o da başka bir olumsuz düşünceyi harekete geçirir ve böyle gider. Sonsuz sayıda domino taşının birbirine çarpmasıyla sürüp giden bir oyun gibidir bu. Çünkü duygusal yaşantılarımıza ilişkin anılarımız çağrışımcılık ilkelerine göre hareket eder, yani zihnimiz birbiriyle ilişkili kavramlar arasında bağlantı kurar.
Hülasa iç sesimiz Freud’un ve Aristoteles’in söylediği ve yaygın olarak kabul edildiği gibi basit bir hidrolik sistem şeklinde işlemez. İçeride biriken basıncı buhar salarak azaltamayız. Söz konusu iç sesimiz olduğunda domino taşları daha yerinde bir benzetmedir.
Hafızanın bu çağrışımcı doğası mutsuz olduğumuzda bilişsel ihtiyaçlarımızdan çok duygusal ihtiyaçlarımıza öncelik verme eğilimimizle birleşince konuşmak, kaygılı iç sohbetimizi sakinleştirmek hususunda işe yaramaz olur.