Alıntı:
Fani1kuL Nickli Üyeden Alıntı
Malumunuz bizim toplumumuzda en basit tabiriyle Gelin-Kaynana anlaşmazlığı çoktur. Aynı dertten ben de muzdaribim ve annemle eşim arasında sürekli mekik dokumak zorunda kalıyorum. Bu sebepten zaman zaman aralar iyice bozulmasın, tatsızlık daha da büyümesin diye yalan söylemek durumunda kalıyorum. Yalan söylemek günah, ama doğru söylersem de fırtına çıkacak. Başka yollarla bu işi düzene sokabileniniz varmı?
|
Peygamberimiz ‘’yalan söylemek üç yerde caizdir: Bir kimse hanımını memnun etmek için; savaşta İslam ordusunu kuvvetli gösterme ve insanların arasını bulma konusunda yalan söyleyebilir’’ buyurmuştur. (Kaynak: Tirmizi, Birr ve Sıla, 26)
‘’İnsanları barıştıran, bunun için hayırlı söz söyleyen ve olup bitenlerin güzel taraflarını ortaya koyan yalancı değildir.’’ (Kaynak: Tirmizi, Birr ve Sıla, 26 )
Bilindiği gibi yalan, İslam’da büyük günahlardan kabul edilmiştir. Eşler veya diğer insanların arasını bulmak yahut bir kötülüğü önlemek için buna müsaade edilmesi, arabuluculuğun ne kadar önemli bir dini ve ahlaki vazife olduğunu gösterir. Mesela bir kimse elinde bir silah birini öldürmeye gidiyor, yolda rastladığı şahsa onun yerini soruyor. Yolda rastladığı şahıs adamın yerini biliyorsa da onu söylememesi hatta yalana başvurması gerekir. Çünkü bu davranış bir şahsı ölümden kurtarmaya ve bundan doğacak daha birçok kargaşayı önlemeye vesile olmaktadır. Karı-Koca arasındaki dargınlıkları yalana başvurmak suretiyle gidermek de böyledir. Zira burada yalana başvurmak suretiyle bir aileyi dağılmaktan kurtarmaya vesile olunmaktadır. Bu gibi durumlarda kişi kazanç sağlamak, mevki sahibi olmak, kendini övmek veya kendine çıkar sağlamak amacıyla bu eyleme girişmemekte, bir hayra vesile olmak amacını taşımaktadır. Karı Kocanın bazı hallerde birbirine yalan söylemeleri de ancak ailede mutluğu temin etmeye matuf olmalıdır. Yoksa birbirini aldatmak için yalan söylemeleri asla caiz değildir.
‘’Müslümanlar arasında sulh caizdir, fakat bir haramı helal ya da bir helali haram kılan sulh bundan istisnadır.’’ (Kaynak: Ebu Davud Akdiye 12 ) Buna göre inananlar arasında arabuluculuk yapmak veya var olan bir kötülüğü gidermek gibi vaziyetlerde yalan söylemenin de bir sınırı olduğu unutulmamalıdır. Bu hadis haram ve helal çizginin korunmasına dikkat çekmiştir.