Benim peygamberim ağaç kesmez !
Benim peygamberim ağaç kesmez
Peygamber Efendimiz, yahudilerin surlarını aşmak ve onları teslim olmaya zorlamak için bazı hurma ağaçlarının kesme emrini vermişti. Bir kaç yerde şöyle bir yoruma denk geldim. Peygamber efendimiz ağaç kesmiş, kesme emri vermiş olamaz... (Kur'an'da Haşr Sûresinde ağaç kesme olayı geçmektedir.)
Evet, bu tür itirazları yapanların kafalarındaki peygamber sadece rahmet peygamberi idi. Savaş peygamberi değildi. Sadece ağaç eken ve sadece gıda kolisi dağıtan bir peygamber idi. İlimleri de algıları da buydu.
Yahudiler Medine sözleşmesini defalarca deldiler. Müslüman bir kadının baş örtüsünü çıkardılar ve onu savunan sahabeyi şehit ettiler. Uhud Savaşında şehri savunmak için çıkmadılar. Hendek savaşında şehri savunmak için yemin ettikleri halde düşmanın kalabalık olduğunu görünce onların safına geçtiler. Mekkeliler Hayber yahudileri tarafından finanse ediliyordu. Tüm hainler orada idi. Onlar her türlü zulüm edebilirler ama onlara ulaşmak için ağaç kesilemezdi. Bu ağaç hayranları için bu kadar fitne, ağaç kadar önemli değildi...
Oturduğu yerden Filistin hakkında fetva verenler var. Türkiye'de adı intihar bombacısı dedikleri bir olay var. Hayatında göbeğinin kilo almasından başka dert görmemiş adam, bu konu hakkında konuşuyor. Örnekler de peygamber efendimizin rahmet, merhamet, sevgi peygamberi olmasıyla ilgili...
Tek derdi kiloları olan adamların bu konuda fetva vermesi cehalettir. Doğduğunuzdan beri her gün melun ırkın baskısı altında yaşıyorsunuz. Sivil yok. Kadın erkek askerlik zorunluluğu var ve herkes yedek asker. Hepsi gerilla. Yasalar öyle. İstedikleri bahçeye girip Müslümanlara ait zeytin ağaçlarını kesebiliyorlar. İstediklerini öldürüyorlar. İstedikleri mahalleyi bir haftada boşaltıyor ve melun devletin halkı da güle oynaya bu evlere ya da bahçelere girebiliyor. Şimdi böyle bir toplumda yaşıyorsunuz. Sivil yok karşınızda. Hepsi takım elbiseli asker. Hepsi gömlek, etek giymiş gerilla.
Ama bizim göbekli adam diyor ki, sivillere zarar vermek caiz değildir. Hukuki yolları aşındırmak lazımmış.
İnternetinin bitmesine üzüldüğü kadar İslam ümmetinin haline üzülmeyen adam, ümmete fetva veriyor.
Şehadet eylemleridir bunlar. Adına intihar eylemi diyerek bu kavramı kirletmek doğru değildir.
Bununla elbette ki, her eylemi meşru görmüyorum.
Yıllar önce Bosnalı kadınlar soruyordu. Sırplar toplu tecavüzlerde bulunuyor. Onlara yakaladığımız zaman kendimizi onlarla birlikte öldürsek caiz midir ya da karnımızdaki Sırp piçini aldırmak caiz midir?
Yine dönemin rezidans fetvacısı şöyle diyordu. Efendim, çocuk aldırmak dinimizde büyük günah! Cenin hakkı, çocuk hakkı, yaşam hakkı... Efendim, intihar etmek caiz değildir...
Ulan sen daha hayatında toplu taşıma aracına binmemiş adamsın! Sen toplum hakkında ne fetva veriyorsun? Gidip kitaplarını yaz ve unvan toplamaya bak sen...
Kimse yaşamadığı toplum hakkında fetva vermeye hak sahibi değildir. Bırakın bunun da fetvasını Filistinli alimler versin. Fıstıklı baklava varken, cevizli baklava yemeyen beş yıldızlı otel müdavimleri olan hocalar sussun. Başka da ihsan istemez.
__________________
Ne senle yaşanıyor
Ne de sensiz oluyor
Şu garip bomboş dünyada..
|