13.05.24, 21:40
|
Gayretli üye
|
|
Üyelik tarihi: 27.02.23
Bulunduğu yer: .
Mesajlar: 2,304
Etiketlendiği Mesaj: 108 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı
Allah (cc) senden de razı olsun. Tarikatlarda seyr-ü sülûkun, bir şeyhin rehberliğinde yapılması zarureti genel kanaat olmakla beraber, bazı istisnaî durumlarda şeyh olmadan da Hakk’a vasıl olunabileceği kabul edilmiştir. Bu yola da “Üveysîlik” denir. Hz. Peygamber’i (s.a.v.) dünya gözüyle görmesi nasip olmadığı halde, Allah Teâlâ’nın lütfuyla, hiçbir kimseden terbiye almaksızın manen Resulullah’ın terbiyesi altında yüce bir mertebeye ulaşan Üveys el-Karanî (Veysel Karanî)’ye nispetle, bu meslek ve meşrepte olanlara “Üveysî” isimi verilmiştir. Tasavvuf tarihinde şu dört gurup insana “Üveysî” denmektedir: 1. Doğrudan doğruya Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ruhaniyetinden feyz alarak kemâle erenler.2. Veysel Karânî’nin manevî terbiyesi altında yetişenler.3. Hayatta olmayan herhangi bir şeyhin veya kutbun ruhaniyetinden feyz alarak yetişenler.4. Hz. Hızır aracılığı ile irşad edilenler. Üveysîlik yolunun tasavvufî eğitimde yeri olmadığını iddia eden sufiler olduğu gibi, onun Allah tarafından lütfedilen ve herkesin elde edemeyeceği yüksek bir makam olduğunu kabul edenler de vardır. Meselâ Ferîdüddîn-i Attâr bunlardandır. Birkaç örnek vermek gerekirse, İbrahîm b. Edhem, Ebu’l-Hasan-ı Harakânî, Ebû Saîd Eb bu’l-Hayr, Ebu’l-Kâsım Cürcânî, Necmüddîn-i Kübrâ ve Bahâüddin-i Nakşbend Üveysîlik yoluyla kemâle eren sûfîlerdendir.( Dr. Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, s. 236)
|
Allah gani gani razı olsun canım hocam. 🌷🌷🌷
@ [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Allah gani gani razı olsun canım kardeşim 🌷🌷🌷
|