Fahreddün Attâr Veysel Karanî şahsında sembolleşen Üveysîlik hakkında ilk detaylı tanımı yapan sûfîdir. Veysel Karanî ’yi anlattığı satırlarda kendilerine “Üveysiyân” denilen zümrelerin özelliğini şu cümlelerle tanımlar: “Bilmiş ol ki kendilerine ‘Üveysîler’ denilen bir zümre vardır, bunların şeyhe ihtiyacı yoktur. Çünkü nübüvvet bunları başka bir vasıtaya ihtiyaç kalmadan kendi kucağında terbiye etmiştir Veysel’i terbiye ettiği gibi. O da Peygamber’i zahiren görmemişti. Ancak onun tarafından terbiye edilmiş ve hakikatle yoldaş olmuştu. Bu makam o kadar yücedir ki kolay kolay kimseyi oraya ulaştırmazlar. Bu devlet kime yüz gösterir ki? ‘Bu Allah’ın dilediğine ihsan ettiği bir lütuftur’ (Maide suresi ayet.54)” (Attâr, Tezkiretü’l-evliyâ, I, 64).Attâr’dan sonra Mevlânâ da Üveysîlik üzerinde titizlikle durmuştur. Hz. Peygamber’in “Ben Yemen tarafından Rahman kokusunu almaktayım” (Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, I, 659) hadisini Mesnevi’nin dördüncü cildinde müstakil bir başlık altında ele almış ve Hasan Harakânî’nin (ö. 425/1033) kendisinden 185 yıl önce yaşamış Bâyezîd-i Bistâmî’den (ö. 234/848) Üveysî yolla irşad edildiğini konu edinmiştir. Tasavvuf tarihinde Bâyezîd-i Bistâmî’nin Ca‘fer es-Sâdık’tan, Attâr’ın Ebû Saîd-i Ebü’l-Hayr’dan, Hasan Harakânî’nin Bâyezîd-i Bistâmî’den, Bahâeddîn Nakşibend’in Abdülhâliḳ Gucdüvânî ve Hakîm et-Tirmizî’den Üveysî yolla irşad edildikleri kabul edilmiştir. Mutasavvıflar yaşayan kâmil bir mürşid gözetiminde gerçekleşen seyr-ü sülûkü kişinin kendi başına bir ömür boyu yaptığı nefis mücahedesinden ve bin erbainden daha hayırlı olduğunu belirtmişlerdir. Onlara göre Veysel Karanî şahsında sembolleşen Üveysîlik metodu mümkün olmakla birlikte bu durum sufiler topluluğunun çok azına nasip olmuş ilahi bir fetih yoludur.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|