Vesvese gözde büyütülürse büyür, küçük görülürse hemen küçülür. Bazan insanın hayal gözüne incecik bir ip ilişir. Dikkat edilir, üzerinde durulursa, biraz sonra o incecik ip halat gibi kalınlaşıverir. Yine bazan loş bir ışıkta kalan insan, bir ipe bakıp dururken bir süre sonra o ip gözünde yılan gibi sallanmaya başlar ve kendi kendini korkutur hale gelir. Elini bile vurmaya çekinir. Halbuki yanına varsa, ipi eline alsa, onun yılan olmadığını görecektir. Böylece kendisini korkuya iten bu halin bir hayal ürünü olduğunu anlar ve rahat eder. Vesveseden korkulsa, endişe edilse artar, bir iken yüz olur, ağırlaşır, insanı alt eder, hasta eder. Demek ki, vesvese insanın korku damarını işletiyor. Korkulmayacak şeylerden bile korkutuyor. Mektubat ’ta bu hususa şöyle bir misal verilir: “ Meselâ, nasıl ki, damda bir adamı tehlikeye atmak için bir dessas (hileci) adam, o evhamlının nazarında zararlı görünen bir şeyi gösterip vehmini tahrik edip kova kova tâ damın kenarına gelir, başaşağı düşürür, boynu kırılır. “ Aynen onun gibi, çok ehemmiyetsiz evhamla çok ehemmiyetli şeyleri feda ettiriyorlar. Hatta bir sinek ısırmasın diyerek yılanın ağzına girer.”
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|