Kur’ân kıraati, tahkik, hadr ve tedvîr olmak üzere üç farklı şekilde okunabilir. Bu taksimat okuyuşun sürati ile alakalıdır. “Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun”[Müzemmil suresi 20. ayet] emr-i ilahisi mucibince bir Müslüman bu üç yoldan istediği ile Kur’ân tilâvetinde bulunabilir. Başta şunu belirtmekte fayda var: Bu üç okuyuş mertebesinin hepsinde tecvid kaidesine riayet edilir. Aralarındaki ayırım okuyuş sürati ve med mertebeleri ile alakalı bir ayırımdır.1. TAHKÎKTahkîk (اَلتَّحْقِيقُ) lügatte “bir şeyi ziyade ve noksan olmaksızın hakkı üzere yapma hususunda mübalağa etme, hakikatine erme, künhüne vâkıf olma, bir şeyin son noktasına ulaşma, hatadan uzak olma ve bir şeyin hakkını vererek, dikkatli bir şekilde yapma” manalarına gelir. Istılahta Kur’ân’ı tecvid kurallarına riayet ile câiz olan en yavaş şekilde okumaktır. Tahkikte medler işbâ‘ (en uzun halleri)[ İşbâ‘, tûl ile aynı anlama gelir medleri son hadlerine kadar uzatmak demektir.] ile okunur.2. HADRHadr (اَلْحَدْرُ) lügatte “inmek, bir işte sürat ve acele etmek” manalarına gelir. Istılahta Kur’ân’ı tecvid kurallarına riayet ile câiz olan en hızlı şekilde okumaktır. Tahkikte medler en kısa halleri ile okunur. 3. TEDVÎRTedvîr (اَلتَّدْوِيرُ) tahkik ve hadr arasında orta bir yol üzere okuyuştur. Kur’ân’ı tecvid kurallarına riayet ile orta bir hız ile okumaktır. Tedvirde medler de orta bir seviyede uzatılır. Bâzı âlimler bu üç mertebeye bir de tertîl diye bir mertebe ilave ederek dörtlü bir taksim yapmışlar,[ Cüreysî, Nihâyetü’l-kavli’l-müfîd, s. 18] bâzıları da tahkiki tertîl olarak isimlendirmişlerdir[Abdurrahman Çetin, Kur’ân okuma esasları, Bursa: Emin yayınları, 2011, s. 325]. Hadd-i zatında bu üç okuyuşun her biri tertîl üzeredir. Zira daha önce de zikredildiği üzere tertîl, tecvid kurallarına riayet ederek Kur’ân-ı Kerim’i düzgün okumak demektir. Bu üç okuyuş seyri, kurrâdan rivâyet edilen sahih okuyuşlardır. Tertîl, “Kur’ân’ı tertil üzere oku”[Müzemmil süresi 4. ayet] âyeti mucibince Kur’ân kıraatinde emredilen bir okuyuştur. Okuyucunun kıraatini bu üç mertebenin sınırları içinde tutması lazımdır. Yavaş okumada tahkikin sınırını aşıp temtîte kaçmamalı, süratli okumada da hadrin sınırını aşıp tahlîte kaçmamalıdır.[ Cüreysî, Nihâyetü’l-kavli’l-müfîd, s. 20] Câiz olan sınırların dışında kalan ve sakınılması îcâb eden bu yolların izahı şu şekildedir:- Temtît (اَلتَّمْطِيطُ) lügatte “uzatmak, yaymak” demektir. Harflerin yayılarak, yerli yersiz uzatılarak okunması ve tecvidin ihlal edilmesidir. Temtît, yavaşlıkta tahkikin sınırının aşıldığı bir okuyuştur. Yavaş olan her okuyuş temtît olarak addedilmez, temtît tecvidin ihlalinde söz konusudur. - Tahlît (اَلتَّخْلِيطُ) lügatte “bir şeyi diğerine katmak, karıştırmak” demektir. Okuyuşun süratinden harflerin birbirine karışması ve tecvidin ihlal edilmesidir, aynı zamanda hezreme (اَلْهَذْرَمَةُ) ismi ile de anılır. Süratli olan her okuyuş tahlît olarak addedilmez, tecvidin ihlali varsa tahlîttir.Burada önemli bir hususa işaret etmek gerekmektedir: Okuyuşlardaki sürat kişiden kişiye değişebilir. Tecvid kaideleri ihlal edilmediği sürece yavaşlığın ve hızlılığın sınırını tayinde örf devreye girer. Aynı zamanda mutkin (uzman) üstadın onayı da belirleyici bir unsurdur.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
|